92406 kayıt bulundu.
1. yüksek veya düşük fiyatlı olduğuna bakmamak
1. Tavşanlarını, kekliklerini ucuz pahalı demeden ilk çıkan alıcılara sattı.
1. Tavşanlarını, kekliklerini ucuz pahalı demeden ilk çıkan alıcılara sattı.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bazı dillerde bir hecede yan yana gelen üç ünlü, triftong
1. basit, kolay, önemsiz olarak değerlendirilmek
1. Tezgâhtarlık, figüranlık derken kendini satmasını bilememiş, ucuza gitmişti.
1. Tezgâhtarlık, figüranlık derken kendini satmasını bilememiş, ucuza gitmişti.
1. argo , argo , argo , argo , ucuza almak, fırsatı değerlendirmek
1. Hem arabayı ucuza kapattım hem sağlama bağladım.
1. Hem arabayı ucuza kapattım hem sağlama bağladım.
1. `ucuz şeylerin ucuzluğuna tamah etmemeli, pahalı şeylerin de pahalılığından korkulmamalıdır` anlamında kullanılan bir söz
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fiyatı inmek
1. Yaz geldi, sıcaklar bastı. Kapalı yerlerde oturulur gibi değil. Bunun sonu, sinemalar ucuzladı.
1. Yaz geldi, sıcaklar bastı. Kapalı yerlerde oturulur gibi değil. Bunun sonu, sinemalar ucuzladı.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kolaylıkla elde edilir ve duyulur olmak
1. -i , -i , -i , -i , Ucuzlatma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Ucuzlatma gücü bulunmak
1. -i , -i , -i , -i , Fiyatını indirmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kolaylıkla elde edilir duruma getirmek
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Bir dizenin hem ritmik hem anlam olarak üç ayrı öbek oluşturması
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üçüzleri olan (ana)
2. Üçü bir arada olan
1. Sizin için düşündüğüm üçüzlü düğün bir temmuz gününe rastladı.
1. Sizin için düşündüğüm üçüzlü düğün bir temmuz gününe rastladı.
1. isim , isim , isim , isim , Ucuz olma durumu
1. Dünya kadar parası olan bir adamın bu bolluktan ve ucuzluktan istifade etmemesi enayilik olmaz mıydı?
1. Dünya kadar parası olan bir adamın bu bolluktan ve ucuzluktan istifade etmemesi enayilik olmaz mıydı?
2. Yasal bir işlemle her şeyin asıl fiyatından ucuza satıldığı dönem
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ucuz olarak, ucuzca
1. Oysa çocuklar atılan gazeteleri okumak için değil, hemen götürüp kahvede ucuzuna satmak için istiyorlardı.
1. Oysa çocuklar atılan gazeteleri okumak için değil, hemen götürüp kahvede ucuzuna satmak için istiyorlardı.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yazarlar, edipler
Lisan : Arapça udebā
Telaffuz : üdeba:
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Ut çalan çalgıcı, utçu
Lisan : Arapça ʿūdī
Telaffuz : u:di:
1. Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz
1. Uf, parmağım yandı!
1. Uf, parmağım yandı!
Lisan : ünl.