Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
uçuklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçuklamak işi


uçuklamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Uçuk (II) oluşmak

Örnek:

1. Dudaklarım uçuklamış da kurumuş yaraları tekrar açılmışçasına acıdı.

1. Dudaklarım uçuklamış da kurumuş yaraları tekrar açılmışçasına acıdı.


uçuklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçuklaşmak durumu


uçuklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Rengi soluklaşmak


uçuklayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçuklama işi


uçukluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçuk olma durumu

Örnek:

1. Gözlerinin rengi fark edilemeyen uçukluğu beni titretti.

1. Gözlerinin rengi fark edilemeyen uçukluğu beni titretti.


uçun
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı


ucun ucun
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uç uca, ucu ucuna

Örnek:

1. İşte ucun ucun geleneğe, ahlaki kaygılara tutsak düşüyor.

1. İşte ucun ucun geleneğe, ahlaki kaygılara tutsak düşüyor.

2. Azar azar

3. Yavaş yavaş

4. Yan gözle

Örnek:

1. Ali Osman durdu, gözlerini su bardağından ayırmadan ucun ucun revolverden yana baktı.

1. Ali Osman durdu, gözlerini su bardağından ayırmadan ucun ucun revolverden yana baktı.


üçüncü

İlgili Kelimeler:

üçüncü ayak, Üçüncü Çağ, üçüncü dünya ülkeleri, üçüncü kişi, üçüncünün olmazlığı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üç sayısının sıra sıfatı, sırada ikinciden sonra gelen

Örnek:

1. Gelir vergisinin üçüncü taksitini verdik.

1. Gelir vergisinin üçüncü taksitini verdik.


üçüncü ayak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Altılı ganyanda yer alan üçüncü koşu


Üçüncü Çağ
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Yeryüzünün yaklaşık altmış milyon yıllık çağı, senozoik


Özel: Evet

üçüncü dünya ülkeleri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hemen hepsi eski sömürgeler olan, ulusal bağımsızlıklarını kazanmış veya bu uğurda mücadele veren Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri


üçüncü kişi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Fiil çekiminde teklik ve çokluk üçüncü şahıs biçimi, gaip


üçüncül
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , kimya , kimya , sıfat , sıfat , kimya , kimya , Organik bir birleşiğin formülünde öbür üç karbon atomuna bağlı olan (karbon atomu), tersiyer

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Bir hastalığın belirli iki devresinden sonra oluşan (belirtiler)


üçüncülük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üçüncü olma durumu


üçüncünün olmazlığı
Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Birinin yalanladığı, ötekinin doğruladığı iki önermeden birinin doğru olması gerektiğini, üçüncü bir ihtimalin söz konusu olmayacağını anlatan yasa


ucunda (bir şey) bulunmak
Anlamı:

1. kötü bir şeye sebep olmak

Örnek:

1. Ne yapalım, ucunda ölüm yok ya!

1. Ne yapalım, ucunda ölüm yok ya!


ucundan tutmak
Anlamı:

1. bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak

Örnek:

1. Ömür boyu hiçbir işin ucundan tutmamış insanlar için bile bir yaşlılık fonu düzenlenmiş.

1. Ömür boyu hiçbir işin ucundan tutmamış insanlar için bile bir yaşlılık fonu düzenlenmiş.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir işi yeterince ilgilenmeden, önemsemeden yapmak

Örnek:

1. Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun.

1. Her işi eğreti yapar oldun, her işi ucundan tutar oldun.


ucunu bulmak
Anlamı:

1. sona erdirmek, kolayını bulmak


ucunu kaçırmak
Anlamı:

1. iş kötüye girmek, çıkmaza girmek


uçup gitmek
Anlamı:

1. kaybolmak, yok olmak

Örnek:

1. Sağıma baktım. İhtiyar yoktu. Güneşin ilk ziyalarıyla beraber kaybolan hayalet gibi sanki silinmiş, uçmuş gitmişti.

1. Sağıma baktım. İhtiyar yoktu. Güneşin ilk ziyalarıyla beraber kaybolan hayalet gibi sanki silinmiş, uçmuş gitmişti.


uçurabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçurabilmek işi


uçurabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uçurma ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Uçurma becerisi bulunmak


uçurma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uçurmak işi


uçurmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uçma işini yaptırmak

Örnek:

1. Uçurtmayı uçurmak.

1. Uçurtmayı uçurmak.

2. Hızlı götürmek, hızlı sürmek

Örnek:

1. Arabayı kuvvetli atlar tenha yolda uçuruyordu.

1. Arabayı kuvvetli atlar tenha yolda uçuruyordu.

3. argo , argo , argo , argo , Gizlice alıp gitmek