Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bağdaşıklaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aynı özelliği göstermek, homojen duruma gelmek


bağdaşıklaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaşıklaştırmak işi


bağdaşıklaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bağdaşık duruma getirmek, homojenleştirmek


bağdaşıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaşık olma durumu, mütecanislik, homojenlik


bağdaşılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaşılmak işi


bağdaşılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bağdaşma işine konu olmak

Örnek:

1. Hoş zaten bunların hiçbiri geçinilir, bağdaşılır insanlar değildi ya.

1. Hoş zaten bunların hiçbiri geçinilir, bağdaşılır insanlar değildi ya.


bağdaşım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tutarlık, tutarlılık, insicam


bağdaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaşmak işi, imtizaç


bağdaşmak fiil
Anlamı:

1. -le , -le , -le , -le , Anlaşmak, uzlaşmak, uymak, imtizaç etmek

Örnek:

1. Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe hatta tiksintiye kadar zorluyor.

1. Gerçekle bağdaşmayan ihtiraslar, insanın duygusunu hüzünden tedirginliğe hatta tiksintiye kadar zorluyor.

2. Çocuk oyunlarında arkadaş olmak

3. -e , -e , -e , -e , Bağdaş kurup oturmak

Örnek:

1. İçeride peykelere bağdaşmış, sarıkları kirli, sakalları seyrek, kara sarı ihtiyarlar.

1. İçeride peykelere bağdaşmış, sarıkları kirli, sakalları seyrek, kara sarı ihtiyarlar.


bağdaşmaz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyuşmaz, tutarsız


bağdaşmazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyuşmazlık

2. Geçimsizlik


bağdaştırabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaştırabilmek işi


bağdaştırabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Bağdaştırma ihtimali veya imkânı bulunmak


bağdaştırılabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaştırılabilmek işi


bağdaştırılabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bağdaştırılma ihtimali veya imkânı bulunmak


bağdaştırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaştırılmak işi


bağdaştırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bağdaştırma işine konu olmak


bağdaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağdaştırmak işi


bağdaştırmacı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bağdaştırmacılık yanlısı olan


bağdaştırmacılık
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Farklı kökenlere sahip değişik kültür özelliklerini birleştirme veya kaynaştırma işi

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Pek çok değişik öğretiyi birleştirmeyi amaçlayan felsefi veya dinî öğreti


bağdaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -le , -le , -i , -i , -le , -le , Bağdaşmasını sağlamak

Örnek:

1. İnsana yakışan susma ile konuşmayı ustaca bağdaştırmaktır.

1. İnsana yakışan susma ile konuşmayı ustaca bağdaştırmaktır.


Bağdat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , `Karnını doyurmak` anlamındaki Bağdat'ı tamir etmek deyiminde geçen bir söz


Özel: Evet

Telaffuz : bağdadı

baget
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk

2. Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş

3. Düşük gramajlı ince, uzun ekmek

4. Tavuk, piliç vb. kanatlılarda but ile paça arasında kalan etli bölüm

5. Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik


Lisan : Fransızca baguette

bagetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bageti olan

Örnek:

1. Çifti sekiz liraya satın alınmış, yanları el işi bagetli siyah çoraplarını giymiş.

1. Çifti sekiz liraya satın alınmış, yanları el işi bagetli siyah çoraplarını giymiş.


bağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Büyü