Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
badikleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Badiklemek işi


badiklemek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Ördek gibi iki yana sallana sallana yürümek


badikleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Badikleşmek durumu


badikleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Ördek gibi sağa sol yalpa vurarak yürüme eğilimi göstermek

Örnek:

1. Bütün bütün badikleşerek yokuşu inmeye başladı.

1. Bütün bütün badikleşerek yokuşu inmeye başladı.


badire
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum

Örnek:

1. Nasıl oldu da deminki badireden sağ salim kurtulabildi?

1. Nasıl oldu da deminki badireden sağ salim kurtulabildi?


Lisan : Arapça bādire

Telaffuz : ba:dire

badireli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Badiresi olan


badiresiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Badiresi olmayan


badısaba
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sabah yeli


Lisan : Farsça bād + Arapça ṣabā

Telaffuz : ba:dısaba:

badiye
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çöl

Örnek:

1. Bütün İslam diyarlarından, Afrika'nın badiyelerinde Müslümanlar hep bir Mehdi'yi beklerler.

1. Bütün İslam diyarlarından, Afrika'nın badiyelerinde Müslümanlar hep bir Mehdi'yi beklerler.


Lisan : Arapça bādiye

Telaffuz : ba:diye

badminton
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , 343 tüytop


Lisan : İngilizce badminton

badya
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağzı geniş, yayvan, büyükçe su kabı


Lisan : Rumca

Telaffuz : ba'dya

Bafra
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Samsun iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ba'fra

bağ

İlgili Kelimeler:

bağ bahçe, bağ bıçağı, bağboğan, bağ bozumu, bağ çubuğu, bağkesen

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası

2. Meyve bahçesi

Örnek:

1. Kadıköy'den Fenerbahçe'ye kadar olan saha, gözleri okşayan bağlarla örtülüdür.

1. Kadıköy'den Fenerbahçe'ye kadar olan saha, gözleri okşayan bağlarla örtülüdür.


Lisan : Farsça bāġ

bağ

İlgili Kelimeler:

bağ doku, bağ-fiil, organik bağ, ağız bağı, ayak bağı, bel bağı, boyun bağı, diz bağı, domuzbağı, düzen bağı, etek bağı, göbek bağı, gönül bağı, göz bağı, kan bağı, kasık bağı, kol bağı, sancak bağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne

Örnek:

1. Ayakkabının bağı çözüldü.

1. Ayakkabının bağı çözüldü.

2. Sargı

Örnek:

1. Yaramın bağını değiştireceğim.

1. Yaramın bağını değiştireceğim.

3. Bağlam, deste, demet

Örnek:

1. Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz.

1. Beş bağ ekin, iki bağ maydanoz.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İlgi, ilişki, rabıta

Örnek:

1. Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

1. Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

5. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti

Örnek:

1. Eklem bağı, asıcı bağ.

1. Eklem bağı, asıcı bağ.

6. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm

7. müzik , müzik , müzik , müzik , Nota yazarken yan yana gelen aynı veya farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret


bağ-fiil
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Zarf-fiil


bağ babadan, zeytin dededen kalmalı
Anlamı:

1. `bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir` anlamında kullanılan bir söz


bağ bahçe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bahçe, bostan vb. taşınmaz mal


bağ bayırda, tarla çayırda
Anlamı:

1. `her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir` anlamında kullanılan bir söz


bağ bıçağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağ ve bahçelerde yetişen meyve fidanlarını, bitki ve özellikle üzüm kütüklerini budamaya yarayan kesici alet


bağ bozmak
Anlamı:

1. bağın üzümlerini toplamak


bağ bozumu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağda ürünün toplanması

Örnek:

1. Yerlisi, çoğu dışarıdan gelme yeni sakinlerinin bağ bozumu hırsını kederli gözleriyle seyreder.

1. Yerlisi, çoğu dışarıdan gelme yeni sakinlerinin bağ bozumu hırsını kederli gözleriyle seyreder.

2. Bu işin yapıldığı mevsim, sonbahar

Örnek:

1. Bağ bozumu zamanı ceviz çırpmaya giderlerdi.

1. Bağ bozumu zamanı ceviz çırpmaya giderlerdi.


bağ budamak
Anlamı:

1. bağdaki üzüm kütüklerini budamak


bağ çubuğu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Asma fidesi


bağ doku
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , fizyoloji , fizyoloji , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , fizyoloji , fizyoloji , Hücre sayısı az, hücre arası maddesi çok ve genellikle diğer dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku


bağ evi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağ (II) içerisine yapılarak yaz aylarında kalınan ev