92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Tilki postunun yalnız bacak kesiminden yapılan kürk
1. isim , isim , isim , isim , Bademden çıkarılan ve deri, kösele vb.ni yumuşatmak için kullanılan yağ
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Bundan sonra, bundan böyle
1. Ve badema kâra ortak olmadığımızı, bütün paranın bana ait olduğunu söyledi.
1. Ve badema kâra ortak olmadığımızı, bütün paranın bana ait olduğunu söyledi.
Lisan : Arapça baʿdemā
Telaffuz : ba:dema:
1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Ağız boşluğunun sonunda, iki yana yerleşmiş, badem biçiminde,
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde badem bulunan (yiyecek)
1. Bu ipek gibi et, genelde bademli pilavla birlikte gelirdi sofraya piyata tabağında.
1. Bu ipek gibi et, genelde bademli pilavla birlikte gelirdi sofraya piyata tabağında.
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Halatın aşınabilecek yerine sarılan bez, halat sargısı
Lisan : İtalyanca baderna
Telaffuz : bade'rna
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ördek
1. ördek gibi iki yana sallanarak yürümek (gitmek, koşmak)
1. Hani biz bir çayırda arabayla geçerken bir boğa çıkageldi, köylü korkudan nasıl badi badi koşmaya başlamıştı?
1. Hani biz bir çayırda arabayla geçerken bir boğa çıkageldi, köylü korkudan nasıl badi badi koşmaya başlamıştı?
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bakla, fasulye, bezelye vb. taze sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk, baklamsı meyve
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ördek
2. Palaz
3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kısa boylu
1. Badik kızların yanı sıra perçemli öğrenciler geçiyordu.
1. Badik kızların yanı sıra perçemli öğrenciler geçiyordu.