Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
bacağına geçirmek
Anlamı:

1. bir şeyi aceleyle giymek


bacak

İlgili Kelimeler:

bacakkalemi, bacakkıran, alabacak, baldır bacak, bastıbacak, karabacak, kılıç bacak, takma bacak, ayıbacağı

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Vücudun kasıktan tabana kadar olan bölümü

Örnek:

1. Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu.

1. Yorgun vücudunu zahmetle taşıyan ince bacakları üstünde doğruldu.

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Hayvanlarda yürümeye veya atlamaya yarayan organ

3. Bazı şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri, ayak

Örnek:

1. İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar.

1. İpleri sedirlerin bacaklarına doladılar.

4. İskambil kâğıtlarında genç erkek resimli kâğıt, oğlan, vale


bacak bacak üstüne atmak
Anlamı:

1. bir bacağını ötekinin üstüne koyarak oturmak

Örnek:

1. Ece sinirli sinirli gerinerek bacak bacak üstüne attı.

1. Ece sinirli sinirli gerinerek bacak bacak üstüne attı.


bacak kadar
Anlamı:

1. ufacık

Örnek:

1. Bacak kadar çocuğa da ne oluyordu sanki.

1. Bacak kadar çocuğa da ne oluyordu sanki.


bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var
Anlamı:

1. `yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş` anlamında kullanılan bir söz


bacakkalemi
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Kaval kemiği


Telaffuz : baca'kkalemi

bacakkıran
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Nemli bölgelerde yetişen yeşilimsi sarı çiçekli bir bitki (Narthecium)


Telaffuz : baca'kkıran

bacakları kopmak
Anlamı:

1. çok yorulmak


bacakları tutmaz olmak
Anlamı:

1. yürüyemeyecek duruma gelmek


bacaklarını uzatmak
Anlamı:

1. hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeyle ilgilenmeden oturmak, tembel tembel zaman öldürmek


bacaklı

İlgili Kelimeler:

bacaklı yazı, götten bacaklı, kıçtan bacaklı, eklem bacaklılar, eş bacaklılar, kafadan bacaklılar, karından bacaklılar, kök bacaklılar, uzun bacaklılar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bacağı olan

2. Bacakları uzun olan, uzun boylu

3. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Felemenk altını


bacaklı yazı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İri ve okunaklı yazı


bacaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özellikle hokey oyuncularının dizlerine taktıkları deriden yapılmış koruyucu


bacaksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bacağı olmayan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bacakları kısa olan, kısa boylu, bodur

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yaramaz

Örnek:

1. Yürü gidelim, başımız derde girecek bu bacaksızla, dedi.

1. Yürü gidelim, başımız derde girecek bu bacaksızla, dedi.

4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Yaşından büyük işlere kalkışan çocuklara söylenen bir söz

Örnek:

1. Bakın şu bacaksıza! Seni bacaksız seni!

1. Bakın şu bacaksıza! Seni bacaksız seni!


bacaksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bacaksız olma durumu


bacanak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşleri kardeş olan erkeklerin birbirine göre durumu

Örnek:

1. Yusuf Ziya Ortaç ile Orhan Seyfi Orhon bacanaktır.

1. Yusuf Ziya Ortaç ile Orhan Seyfi Orhon bacanaktır.

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Dost, arkadaş


bacanaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bacanak olma durumu


bacası tütmek
Anlamı:

1. ailenin yaşamı sürüp gitmek


bacası tütmez olmak
Anlamı:

1. aile dağılmak veya işi bozulmak


bacasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bacası olmayan


bacasızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bacasız olma durumu


baççı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Baç alan kimse


baççılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Baççının yaptığı iş


bacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kız kardeş

Örnek:

1. Bizim bacınınsa yüzü kireç kesildi.

1. Bizim bacınınsa yüzü kireç kesildi.

2. Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan

Örnek:

1. Tam o sırada içeri Habeş bir bacı girdi.

1. Tam o sırada içeri Habeş bir bacı girdi.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Büyük kız kardeş, abla

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Tarikat şeyhlerinin karısı

5. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Kadınlara söylenen bir seslenme sözü


bacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bacı olma durumu

2. Bacı kadar sevilen kadın