Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tesis
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapma, kurma, temelini atma

2. Kuruluş


Lisan : Arapça teʾsīs

Telaffuz : te:sis

tesis etmek
Anlamı:

1. kurmak, ortaya çıkarmak, oluşturmak

Örnek:

1. Ayşe derhâl dostluk tesis eden bir İstanbul kızıydı.

1. Ayşe derhâl dostluk tesis eden bir İstanbul kızıydı.


tesisat

İlgili Kelimeler:

sıhhi tesisat, pis su tesisatı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli bir işin sağlanmasına yardım eden araçların uygun yerlere döşenmesi veya döşenen bu araçların tümü, döşem, donanım

Örnek:

1. Kalorifer tesisatı.

1. Kalorifer tesisatı.


Lisan : Arapça teʾsīsāt

Telaffuz : te:si:sa:tı

tesisatçı

İlgili Kelimeler:

sıhhi tesisatçı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tesisatı döşeyen kimse, döşeyici, döşemci

Örnek:

1. Elektrik tesisatçısı.

1. Elektrik tesisatçısı.


tesisatçılık

İlgili Kelimeler:

sıhhi tesisatçılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tesisatçının yaptığı iş, döşeyicilik, döşemcilik


tesit
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kutlama


Lisan : Arapça tesʿīd

Telaffuz : tesi:t

tesit etmek
Anlamı:

1. kutlamak


teskere
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sedye

2. Yapılarda malzeme taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı tahta araç


Lisan : Farsça deskere

Telaffuz : te'skere

teşkil
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Oluşturma, ortaya çıkarma, meydana getirme

2. Oluşum

3. Örgütleme


Lisan : Arapça teşkīl

Telaffuz : teşki:li

teşkil etmek
Anlamı:

1. oluşturmak, ortaya çıkarmak

Örnek:

1. Bazen o kadar güzel ve orijinal şeyler söylüyordu ki onları dinlemek itaba ve hücuma maruz kalan için bile bir zevk teşkil ediyordu.

1. Bazen o kadar güzel ve orijinal şeyler söylüyordu ki onları dinlemek itaba ve hücuma maruz kalan için bile bir zevk teşkil ediyordu.


teşkilat

İlgili Kelimeler:

adliye teşkilatı, belediye teşkilatı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgüt

Örnek:

1. Bu yüzden teşkilatı kendi çıkarları için kullanmaya tenezzül etmedi.

1. Bu yüzden teşkilatı kendi çıkarları için kullanmaya tenezzül etmedi.


Lisan : Arapça teşkīlāt

Telaffuz : teşki:la:tı, l ince okunur

teşkilatçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütçü

Örnek:

1. Ümmi fakat şiddetli bir teşkilatçı idi.

1. Ümmi fakat şiddetli bir teşkilatçı idi.


teşkilatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütçülük

Örnek:

1. Cafer Efendi'nin teşkilatçılığından istifade olunurdu.

1. Cafer Efendi'nin teşkilatçılığından istifade olunurdu.


teşkilatlanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütlenebilme


teşkilatlanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Örgütlenebilmek


teşkilatlandırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütlendirilme


teşkilatlandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Örgütlendirilmek


teşkilatlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütleme, örgütlendirme


teşkilatlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Örgütlemek, örgütlendirmek

Örnek:

1. Devletini, sağlam bir iman ve istikrar müessesesi olarak teşkilatlandırmıştır.

1. Devletini, sağlam bir iman ve istikrar müessesesi olarak teşkilatlandırmıştır.


teşkilatlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütleniş


teşkilatlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütlenme


teşkilatlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Örgütlenmek


teşkilatlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örgütlü


teşkilatsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Örgütsüz

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Örgütsüz bir biçimde

Örnek:

1. Hayvanlar gibi gayesiz, teşkilatsız, medeniyetsiz yaşayamayız.

1. Hayvanlar gibi gayesiz, teşkilatsız, medeniyetsiz yaşayamayız.


teşkilatsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Örgütsüzlük