Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
teşevvüş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Karışıklık


Lisan : Arapça teşevvuş

teseyyüp
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kayıtsızlık, tembellik, ihmalcilik


Lisan : Arapça teseyyub

teshil
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kolaylaştırma


Lisan : Arapça teshīl

Telaffuz : teshi:li

teshil etmek
Anlamı:

1. kolaylaştırmak, kolaylık sağlamak


teshin
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Isıtma


Lisan : Arapça tesḫīn

Telaffuz : teshi:ni

teshin etmek
Anlamı:

1. ısıtmak


teshir
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ele geçirme, zapt etme


Lisan : Arapça tesḫīr

Telaffuz : teshi:ri

teshir
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Büyü yapma

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Büyüleme, kendine bağlama

Örnek:

1. Kadındaki teshir kuvvetinin ondaki maddi hayvan kuvvetinden çok daha fazla olduğunu göstereceğim.

1. Kadındaki teshir kuvvetinin ondaki maddi hayvan kuvvetinden çok daha fazla olduğunu göstereceğim.


Lisan : Arapça tesḥīr

Telaffuz : teshi:ri

teşhir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gösterme

2. Sergileme

3. Herkese duyurma, dile düşürme

4. Bir hükümlüyü ceza olarak halka gösterme


Lisan : Arapça teşhīr

Telaffuz : teşhi:ri

teshir etmek
Anlamı:

1. büyülemek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kendine bağlamak, kendine hayran bırakmak


teshir etmek
Anlamı:

1. ele geçirmek, fethetmek


teşhir etmek
Anlamı:

1. göstermek

2. sergilemek

Örnek:

1. Selma, teşhir edilen eşyaya ait bir koltuğa geçip önünde masadan bir biblo çeker, seyretmeye başlar.

1. Selma, teşhir edilen eşyaya ait bir koltuğa geçip önünde masadan bir biblo çeker, seyretmeye başlar.

3. herkese duyurmak, dile düşürmek

4. bir hükümlüyü ceza olarak halka göstermek


teşhirci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , Göstermeci


teşhircilik
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Göstermecilik


teşhis

İlgili Kelimeler:

teşhis ve intak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kim ve ne olduğunu anlama, tanıma, seçme

Örnek:

1. Hayatımı karartan bir adamı bile teşhiste zaafa uğradım.

1. Hayatımı karartan bir adamı bile teşhiste zaafa uğradım.

2. Belirleme

Örnek:

1. Bu teşhisi ister istemez kabul eden çağdaş Batılı, hastalığın sınırlarını daraltmak ister.

1. Bu teşhisi ister istemez kabul eden çağdaş Batılı, hastalığın sınırlarını daraltmak ister.

3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Kişileştirme

4. tıp , tıp , tıp , tıp , Tanı

Örnek:

1. Önceden koyduğu nice teşhislerin doğruluğu sonradan kaç defa sabit olmuş.

1. Önceden koyduğu nice teşhislerin doğruluğu sonradan kaç defa sabit olmuş.


Lisan : Arapça teşḫīṣ

Telaffuz : teşhi:si

teşhis etmek (veya koymak)
Anlamı:

1. kim ve ne olduğunu anlamak, tanımak, seçmek

Örnek:

1. Acaba kendiniz hakkında siz ne teşhis koymuş ve son olarak ne hüküm vermiştiniz?

1. Acaba kendiniz hakkında siz ne teşhis koymuş ve son olarak ne hüküm vermiştiniz?

2. elde bulunan verilere, belgelere göre bir durumun sebeplerini, niteliklerini tespit etmek

3. tıp , tıp , tıp , tıp , bulgularına bakarak hastalığın ne olduğunu tespit etmek


teşhis ve intak
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Kişileştirme


tesir

İlgili Kelimeler:

yan tesir

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etki

Örnek:

1. Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır.

1. Bazılarının da kanaati şudur ki iyi ahlakta çalışmanın rolü ve tesiri vardır.


Lisan : Arapça teʾs̱īr

Telaffuz : te:sir

tesir bırakmak
Anlamı:

1. etki bırakmak

Örnek:

1. Bu sözler, derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı.

1. Bu sözler, derin ve kuvvetli bir tesir bıraktı.


tesir etmek
Anlamı:

1. etki etmek

Örnek:

1. Aynı kanunlar, aynı şeylere tesir edince neticeler de aynı olur.

1. Aynı kanunlar, aynı şeylere tesir edince neticeler de aynı olur.


tesirini göstermek
Anlamı:

1. etkisini göstermek

Örnek:

1. Bir hastaya tatbik edilen serum derhâl şifalı tesirini göstermiştir.

1. Bir hastaya tatbik edilen serum derhâl şifalı tesirini göstermiştir.


tesirli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Etkili

Örnek:

1. Eski terbiyeyi bilmesi de muhakkak tesirli oluyordu.

1. Eski terbiyeyi bilmesi de muhakkak tesirli oluyordu.


tesirlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etkililik


tesirsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Etkisiz


tesirsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Etkisizlik