Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tertibe düşürmek
Anlamı:

1. zarar verici bir eyleme, komploya uğratmak

Örnek:

1. Eski arkadaşının bir tertibe düşürüldüğünü sanmakla yanılmış.

1. Eski arkadaşının bir tertibe düşürüldüğünü sanmakla yanılmış.


tertip

İlgili Kelimeler:

hafif tertip

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uygun bir sıraya, düzene koyma, sıralama

2. Düzenleniş, sıralanış biçimi, kombinasyon

Örnek:

1. Mutfağın yeni tertibi güzel olmuş.

1. Mutfağın yeni tertibi güzel olmuş.

3. Düzenleme

Örnek:

1. Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş.

1. Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş.

4. tıp , tıp , tıp , tıp , Doktorun hastaya verdiği ilaç düzeni

5. Dizgi

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hile, düzen, komplo

7. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Askere alınma dönemi


Lisan : Arapça tertīb

tertip etmek
Anlamı:

1. düzenlemek, hazırlamak


tertip olunmak
Anlamı:

1. düzenlenmek

Örnek:

1. Bu gece yazılacak yazım, tertip olunacak nutkum var.

1. Bu gece yazılacak yazım, tertip olunacak nutkum var.


tertipçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertip eden, düzenleyen kimse

2. Bir amaca ulaşmak için kötü bir hareket veya durum düzenleyen kimse


tertipçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertipçi olma durumu


tertipleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertiplemek işi


tertiplemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıraya, düzene koymak, düzenli bir biçim vermek

2. Toplantı, seminer vb. düzenlemek, hazırlamak

Örnek:

1. O eyyam hükûmetin ressamlar için tertiplediği yurt gezilerine katılmıştık.

1. O eyyam hükûmetin ressamlar için tertiplediği yurt gezilerine katılmıştık.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hile, düzen, komplo hazırlamak


tertipleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertiplenme işi


tertiplenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertiplenmek işi


tertiplenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıraya konulmak, düzene sokulmak

2. Düzenlenmek, hazırlanmak


tertipletme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertipletmek işi


tertipletmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tertipleme işini yaptırmak


tertipleyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertipleyebilmek işi


tertipleyebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Tertipleme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Tertiplemeyi becermek


tertipli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Düzenli, derli toplu, yerli yerinde

Örnek:

1. Bereket ki burada her şey tertipli idi.

1. Bereket ki burada her şey tertipli idi.

2. Dağınıklıktan hoşlanmayan, düzenli (kimse)

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Düzenli, derli toplu bir biçimde

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Önceden düzenlenmiş, hazırlanmış


tertiplilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertipli olma durumu


tertipsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dağınık, düzene konmamış, düzensiz

2. Savruk, dağınık, intizamsız (kimse)

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Düzensiz bir biçimde


tertipsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tertipsiz olma durumu


terütaze
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Çok taze, körpe

Örnek:

1. Frenk illerinde ... tenorların akbabaya dönmüş, kartlaşmışlarına bile terütaze kızlar gönül verirlermiş.

1. Frenk illerinde ... tenorların akbabaya dönmüş, kartlaşmışlarına bile terütaze kızlar gönül verirlermiş.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Dinç bir biçimde

Örnek:

1. İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur.

1. İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur.


Lisan : Farsça ter + tāze

Telaffuz : te'rüta:ze

terviç
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir düşünceyi tutma, destekleme


Lisan : Arapça tervīc

Telaffuz : tervi:ci

terviç etmek
Anlamı:

1. bir düşünceyi tutmak, desteklemek

Örnek:

1. Fikir hürriyetini terviç eden teşekküller İslam memleketlerinde kökleşmiş bulunuyordu.

1. Fikir hürriyetini terviç eden teşekküller İslam memleketlerinde kökleşmiş bulunuyordu.


terzi

İlgili Kelimeler:

terzihane, kumaşlı terzi, kumaşsız terzi, erkek terzisi, kadın terzisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Giysi biçip diken kimse, dikişçi

Örnek:

1. Bir şehrin yedi mahallesinde herkesin baş eğdiği bir terzi olmalıydım.

1. Bir şehrin yedi mahallesinde herkesin baş eğdiği bir terzi olmalıydım.

2. Giysi dikilen yer, terzihane


Lisan : Farsça derzī

terzi kendi söküğünü dikemez
Anlamı:

1. `insanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar` anlamında kullanılan bir söz


terzihane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Giysi biçilip dikilen yer, terzi dükkânı

Örnek:

1. Terzihane belki biraz mübalağa ederek bu ısmarlama emrini üç beş takım ilavesiyle tefsir etmiş olabilir.

1. Terzihane belki biraz mübalağa ederek bu ısmarlama emrini üç beş takım ilavesiyle tefsir etmiş olabilir.


Lisan : Farsça derzī + ḫāne

Telaffuz : terziha:ne