Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ters gitmek
Anlamı:

1. bir iş doğru ve düzgün yürümemek, sorun çıkmak

Örnek:

1. Kadın elinde olmadan yutkundu, bir şeylerin ters gittiğini hemen anlamıştı.

1. Kadın elinde olmadan yutkundu, bir şeylerin ters gittiğini hemen anlamıştı.


ters pers
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Düzelemeyecek kadar ters bir biçimde

Örnek:

1. İşlerim öyle ters pers gitti ki...

1. İşlerim öyle ters pers gitti ki...


ters pers olmak
Anlamı:

1. yüzükoyun düşmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , fena hâlde bozulmak


ters tarafından kalkmak
Anlamı:

1. sol tarafından kalkmak

Örnek:

1. Hacı Ömer'in o gün ters tarafından kalktığına artık şüphe yoktu.

1. Hacı Ömer'in o gün ters tarafından kalktığına artık şüphe yoktu.


ters ters
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ters

Örnek:

1. Bu ters ters cevapları üzerine ben artık sustum.

1. Bu ters ters cevapları üzerine ben artık sustum.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Ters bir biçimde

Örnek:

1. Hemşirenin onlara ters ters bir şeyler söylediğini işitiyorum.

1. Hemşirenin onlara ters ters bir şeyler söylediğini işitiyorum.


ters ters bakmak
Anlamı:

1. düşmanca ve öfkeli bir biçimde bakmak

Örnek:

1. Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı.

1. Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı.


ters yüz
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gerisin geriye, ters yüzü


ters yüz çevirmek
Anlamı:

1. ters yüzüne çevirmek


ters yüz dönmek
Anlamı:

1. ters yüzüne dönmek


ters yüz etmek
Anlamı:

1. bir süre kullanılmış olan giysilerin içini dışına çevirmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , değiştirmek

Örnek:

1. Erkeklik, yiğitlik kavramının ters yüz edilmesi irdelenmedi.

1. Erkeklik, yiğitlik kavramının ters yüz edilmesi irdelenmedi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , işleri bozmak

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , şüpheli duruma sokmak

Örnek:

1. Yalan, hakikati ters yüz eder.

1. Yalan, hakikati ters yüz eder.


ters yüz geri dönmek
Anlamı:

1. gittiği bir yerden istediğini elde edemeden dönmek

Örnek:

1. Bugün hava çok sıcak, başka bir zamana bıraksak olmaz mı? -Olur ya, neden olmasın deyip köyün arka tarafından ters yüz geri döndük.

1. Bugün hava çok sıcak, başka bir zamana bıraksak olmaz mı? -Olur ya, neden olmasın deyip köyün arka tarafından ters yüz geri döndük.


ters yüzü
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ters yüz

Örnek:

1. Satılmış'ın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzü mutfağına döndü.

1. Satılmış'ın hiddetli hiddetli çıkışması üzerine dilini yutup ters yüzü mutfağına döndü.


ters yüzü geri dönmek
Anlamı:

1. gerisin geriye gitmek

Örnek:

1. İçeriye bir adım atmaya cesaret edememiş, koşarak ters yüzü geri dönmüştüm.

1. İçeriye bir adım atmaya cesaret edememiş, koşarak ters yüzü geri dönmüştüm.

2. gittiği bir yerden istediğini elde edemeden dönmek


ters yüzüne çevirmek
Anlamı:

1. geri döndürmek

Örnek:

1. Yanına uşak filan almaz. Müracaat edenleri ters yüzüne çevirir.

1. Yanına uşak filan almaz. Müracaat edenleri ters yüzüne çevirir.


ters yüzüne dönmek
Anlamı:

1. geri gitmek, geri dönüp gitmek

Örnek:

1. Nezih, önce ters yüzüne dönüp eğri büğrü yollardan kaçmayı düşündü.

1. Nezih, önce ters yüzüne dönüp eğri büğrü yollardan kaçmayı düşündü.


tersane

İlgili Kelimeler:

tersane kethüdası, tersane sergisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gemi yapılan yer, gemilik, tezgâh

Örnek:

1. İstanbul'un camileri, tersaneleri, uzaktan seyrettiği sarayları onu çok meşgul etti.

1. İstanbul'un camileri, tersaneleri, uzaktan seyrettiği sarayları onu çok meşgul etti.


Lisan : İtalyanca tersana

Telaffuz : tersa:ne

tersane kethüdası
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Tersanede kaptan paşadan sonra gelen en yüksek aşamalı ve en yetkili Osmanlı subayı


tersane sergisi
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde tersanede çalışanların alacaklarını gösteren çizelge


tersaneli
Anlamı:

1. isim , isim , tarih , tarih , isim , isim , tarih , tarih , Osmanlı Devleti'nde deniz subayı ve eri

Örnek:

1. Kocasına hem esmer diye hem de tersaneli diye varmıştır.

1. Kocasına hem esmer diye hem de tersaneli diye varmıştır.


tersbeşik
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Sırtüstü yatışta kollarla, bükülü durumdaki dizleri kavrayarak sırt üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma, yuvarlanma


Telaffuz : te'rsbeşik

tersi dönmek
Anlamı:

1. şaşırıp bulunduğu ve gideceği yeri kestirememek


tersim
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Resmini yapma


Lisan : Arapça tersīm

Telaffuz : tersi:mi

tersim etmek
Anlamı:

1. resmetmek

Örnek:

1. Nitekim Bellini tarafından tersim edilen Fatih'in tasvirinde, Abdülhamit'e ait çehre hatları besbellidir.

1. Nitekim Bellini tarafından tersim edilen Fatih'in tasvirinde, Abdülhamit'e ait çehre hatları besbellidir.


tersin tersin
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ters olarak

Örnek:

1. Evlerinin önü mersin / Sular akmaz tersin tersin

1. Evlerinin önü mersin / Sular akmaz tersin tersin


tersinden okumak
Anlamı:

1. yanlış anlamak

2. olayı veya bir sanat eserini farklı biçimde değerlendirmek, yorumlamak