Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tembihlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Uyarmak, hatırlatmak, tembih etmek

Örnek:

1. Daha dünden tembihlemişti, herkes erken gelecek diye.

1. Daha dünden tembihlemişti, herkes erken gelecek diye.


tembihlenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tembihlenmek işi


tembihlenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tembihleme işi yapılmak, tembih edilmek

Örnek:

1. Sağlığını sormaya gelip giden eş dostun ağzı da sıkı sıkı tembihlenip kilitlenince...

1. Sağlığını sormaya gelip giden eş dostun ağzı da sıkı sıkı tembihlenip kilitlenince...


tembihli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyarılmış, hatırlatılmış, tembih edilmiş

Örnek:

1. Güzide'nin evinde de her ihtiyat tertibi alınmış. Hizmetçiler tembihli.

1. Güzide'nin evinde de her ihtiyat tertibi alınmış. Hizmetçiler tembihli.


tembihsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Uyarılmamış, hatırlatılmamış, tembih edilmemiş


tembul
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Hindistan'da yetişen, tırmanıcı bir tür biber ağacı (Piper betle)


Lisan : Farsça tenbūl

Telaffuz : tembu:lü

temcit

İlgili Kelimeler:

temcit pilavı

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Recep, şaban ve ramazan ayları süresince, sabah ezanından sonra minarelerden okunan ve Allah'ın ululuğunu belirten dua


Lisan : Arapça temcīd

Telaffuz : temci:di

temcit pilavı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İftardan kalan ve sahurda ısıtılan pilav

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bıktırırcasına tekrar edilen söz


temcit pilavı gibi (ısıtıp ısıtıp öne sürmek)
Anlamı:

1. bir şeyi birçok kez tekrarlamak

Örnek:

1. Bu gerekçeyi tam beş yıldır temcit pilavı gibi ev sahibinin önüne koyuyordu.

1. Bu gerekçeyi tam beş yıldır temcit pilavı gibi ev sahibinin önüne koyuyordu.


temdit

İlgili Kelimeler:

temdit penaltısı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Uzatma, sürdürme


Lisan : Arapça temdīd

Telaffuz : temdi:di

temdit etmek
Anlamı:

1. uzatmak, sürdürmek


temdit penaltısı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzatma penaltısı


temeddüh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kendini övme, övünme


Lisan : Arapça temedduḥ

temeddüh etmek
Anlamı:

1. övünmek


temeddün
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Uygarlaşma, medenileşme


Lisan : Arapça temeddun

temek
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ahırdaki gübreyi dışarı atmak için kullanılan kapaklı veya kapaksız delik, pencere


temel

İlgili Kelimeler:

temel bilimler, temel cümle, temel çivisi, temel direği, temel direk, temel duruş, temel duvarı, temel eğitim, temel haklar, temel harf, temel kazısı, temel öğretim, temel önerme, temel sayılar, temel taşı, temel tümce

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü

Örnek:

1. Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor.

1. Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor.

2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz

Örnek:

1. Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır.

1. Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler

Örnek:

1. Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun.

1. Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun.


Lisan : Rumca

temel atmak
Anlamı:

1. bir yapının temellerini yapmaya başlamak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , herhangi bir işe başlamak, girişmek, bir şeyin gelişmesinin, büyümesinin başlangıcını oluşturmak


temel bilimler
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Değişik bilim alanlarının fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi temel bilgilerini içeren bilim dalları


temel çivisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapı işlerinde kullanılan büyük çivi

Örnek:

1. Duvarda bir temel çivisi görsem sökünceye kadar sarsıyordum.

1. Duvarda bir temel çivisi görsem sökünceye kadar sarsıyordum.


temel cümle
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Birleşik veya girişik cümlelerde, yan cümle, ara cümle ve iç cümlelerin bağlı olduğu asıl yargıyı belirten cümle, temel tümce


temel direği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Binalarda yerin altında bulunan büyük, kalın direk


temel direk
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Bir şeyin dayandığı, güç aldığı en önemli öge, nesne veya kişi

Örnek:

1. Zehra kendisini evin temel direği saymaya başlamıştı.

1. Zehra kendisini evin temel direği saymaya başlamıştı.


temel duruş
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Bir jimnastik alıştırmasına başlamak için vücudun dayanak yüzeyine göre aldığı, değişen ilk durum


temel duvarı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Temeli oluşturan duvarlar