Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tefehhüm
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anlama


Lisan : Arapça tefehhum

tefekkür
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düşünme, düşünüş

Örnek:

1. Her şeyden evvel kendisinde tefekkürle hissin yüksek bir imtizacı fark ediliyordu.

1. Her şeyden evvel kendisinde tefekkürle hissin yüksek bir imtizacı fark ediliyordu.


Lisan : Arapça tefekkur

tefekkür etmek
Anlamı:

1. düşünmek


tefekküre dalmak
Anlamı:

1. derin düşünmek, düşünceye dalmak

Örnek:

1. Ayinden önce Rumi ile beraber tefekküre dalmak üzere sessiz bir odaya çekildik.

1. Ayinden önce Rumi ile beraber tefekküre dalmak üzere sessiz bir odaya çekildik.


tefeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sık dokunmuş (bez)


Tefenni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Burdur iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : tefe'nni

teferruat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayrıntı

Örnek:

1. Mustafa Kemal teferruat ile uğraşmayı sevmezdi.

1. Mustafa Kemal teferruat ile uğraşmayı sevmezdi.


Lisan : Arapça teferruʿāt

Telaffuz : teferrua:tı

teferruatlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrıntılı


teferruatsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrıntısız


teferrüç
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Açılma, ferahlama

2. Gezinti

Örnek:

1. Senin bu vücutla değirmen başına teferrüce gitmeye ne hakkın var ne takatin...

1. Senin bu vücutla değirmen başına teferrüce gitmeye ne hakkın var ne takatin...


Lisan : Arapça teferruc

teferrüt
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tek, yalnız olma, herkesten uzaklaşarak yalnız kalma

2. Benzeri bulunmama, benzersiz olma, sivrilme


Lisan : Arapça teferrud

tefessüh
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çürüme, bozulma, kokuşma

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kişi, toplum vb. özelliğini, niteliğini yitirerek bozulma, kokuşma


Lisan : Arapça tefessuḫ

tefessüh etmek
Anlamı:

1. çürümek, kokuşmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kişi, toplum vb. özelliğini, niteliğini yitirerek bozulmak, kokuşmak


tefeül
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Fal açma, fala bakma

2. Uğur sayma, hayra yorma


Lisan : Arapça tefeʾul

tefeül etmek
Anlamı:

1. fala bakmak, fal açmak

Örnek:

1. Kış geceleri divanlardan tefeül ederdik.

1. Kış geceleri divanlardan tefeül ederdik.


tefevvuk
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üstünlük, üstün gelme


Lisan : Arapça tefevvuḳ

tefevvuk etmek
Anlamı:

1. üstün gelmek, bastırmak


tefeyyüz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yükselme, ilerleme

Örnek:

1. Tefeyyüz mektubu.

1. Tefeyyüz mektubu.

2. Feyzalma


Lisan : Arapça tefeyyuż

tefeyyüz etmek
Anlamı:

1. yükselmek, ilerlemek


tefhim
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anlatma, bildirme


Lisan : Arapça tefhīm

Telaffuz : tefhi:mi

tefhim etmek
Anlamı:

1. anlatmak, bildirmek

Örnek:

1. Hâkim, kararını tefhim etti.

1. Hâkim, kararını tefhim etti.


tefrik
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ayırma, ayırt etme


Lisan : Arapça tefrīḳ

Telaffuz : tefri:ki

tefrik etmek
Anlamı:

1. ayırmak, ayırt etmek

Örnek:

1. Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter.

1. Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter.


tefrika

İlgili Kelimeler:

tefrika roman

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi

Örnek:

1. Geçen yılki turnesini, gazetelerdeki tefrikalardan işitmeyen kalmadı.

1. Geçen yılki turnesini, gazetelerdeki tefrikalardan işitmeyen kalmadı.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu biçimde yayımlanan

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , İkilik

Örnek:

1. Türkler arasına tefrika ve nifak koymak için de hürriyet vermişti.

1. Türkler arasına tefrika ve nifak koymak için de hürriyet vermişti.


Lisan : Arapça tefriḳa

tefrika çıkarmak
Anlamı:

1. birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık yaratmak