92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anlama
Lisan : Arapça tefehhum
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düşünme, düşünüş
1. Her şeyden evvel kendisinde tefekkürle hissin yüksek bir imtizacı fark ediliyordu.
1. Her şeyden evvel kendisinde tefekkürle hissin yüksek bir imtizacı fark ediliyordu.
Lisan : Arapça tefekkur
1. derin düşünmek, düşünceye dalmak
1. Ayinden önce Rumi ile beraber tefekküre dalmak üzere sessiz bir odaya çekildik.
1. Ayinden önce Rumi ile beraber tefekküre dalmak üzere sessiz bir odaya çekildik.
1. isim , isim , isim , isim , Burdur iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : tefe'nni
1. isim , isim , isim , isim , Ayrıntı
1. Mustafa Kemal teferruat ile uğraşmayı sevmezdi.
1. Mustafa Kemal teferruat ile uğraşmayı sevmezdi.
Lisan : Arapça teferruʿāt
Telaffuz : teferrua:tı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Açılma, ferahlama
2. Gezinti
1. Senin bu vücutla değirmen başına teferrüce gitmeye ne hakkın var ne takatin...
1. Senin bu vücutla değirmen başına teferrüce gitmeye ne hakkın var ne takatin...
Lisan : Arapça teferruc
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tek, yalnız olma, herkesten uzaklaşarak yalnız kalma
2. Benzeri bulunmama, benzersiz olma, sivrilme
Lisan : Arapça teferrud
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çürüme, bozulma, kokuşma
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kişi, toplum vb. özelliğini, niteliğini yitirerek bozulma, kokuşma
Lisan : Arapça tefessuḫ
1. çürümek, kokuşmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , kişi, toplum vb. özelliğini, niteliğini yitirerek bozulmak, kokuşmak
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Fal açma, fala bakma
2. Uğur sayma, hayra yorma
Lisan : Arapça tefeʾul
1. fala bakmak, fal açmak
1. Kış geceleri divanlardan tefeül ederdik.
1. Kış geceleri divanlardan tefeül ederdik.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üstünlük, üstün gelme
Lisan : Arapça tefevvuḳ
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yükselme, ilerleme
1. Tefeyyüz mektubu.
1. Tefeyyüz mektubu.
2. Feyzalma
Lisan : Arapça tefeyyuż
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anlatma, bildirme
Lisan : Arapça tefhīm
Telaffuz : tefhi:mi
1. anlatmak, bildirmek
1. Hâkim, kararını tefhim etti.
1. Hâkim, kararını tefhim etti.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ayırma, ayırt etme
Lisan : Arapça tefrīḳ
Telaffuz : tefri:ki
1. ayırmak, ayırt etmek
1. Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter.
1. Yarım yamalak tahsilimle iyiyi kötüyü tefrik ediyorum, bu bana yeter.
tefrika roman
1. isim , isim , isim , isim , Gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi
1. Geçen yılki turnesini, gazetelerdeki tefrikalardan işitmeyen kalmadı.
1. Geçen yılki turnesini, gazetelerdeki tefrikalardan işitmeyen kalmadı.
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu biçimde yayımlanan
3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , İkilik
1. Türkler arasına tefrika ve nifak koymak için de hürriyet vermişti.
1. Türkler arasına tefrika ve nifak koymak için de hürriyet vermişti.
Lisan : Arapça tefriḳa