Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tefrika etmek
Anlamı:

1. yazı dizisi, roman vb.ni gazete ve dergilerde bölümler hâlinde yayımlamak


tefrika roman
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Süreli yayınlarda her gün bir bölümü yayımlanan roman


tefriş
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Döşeme işi

2. Bir yeri gerekli eşya ile döşeme


Lisan : Arapça tefrīş

Telaffuz : tefri:şi

tefriş etmek
Anlamı:

1. döşemek

Örnek:

1. İçerisini gene kendi paramla tefriş ettim.

1. İçerisini gene kendi paramla tefriş ettim.


tefrişat
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Döşeme işleri

2. Döşemenin gerektirdiği bütün parçalar veya eşyanın tümü

Örnek:

1. Görüyorum ki salonun tefrişatı henüz tamamlanmamış. Bütün koltuklar yerleştirildikten sonra tekrar geliriz.

1. Görüyorum ki salonun tefrişatı henüz tamamlanmamış. Bütün koltuklar yerleştirildikten sonra tekrar geliriz.


Lisan : Arapça tefrīşāt

Telaffuz : tefri:şa:tı

tefrit

İlgili Kelimeler:

ifrat tefrit

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Herhangi bir konuda geride kalma, yeterli ölçüde olmama durumu, ifrat karşıtı


Lisan : Arapça tefrīṭ

Telaffuz : tefri:ti

tefsir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yorumlama

Örnek:

1. Hiçbirini tefsire ve hiçbirinden mana çıkarmaya kimsenin dili varmaz olmuştu.

1. Hiçbirini tefsire ve hiçbirinden mana çıkarmaya kimsenin dili varmaz olmuştu.

2. Yorum

3. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama

4. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Kur'an'ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama bilimi

5. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Kur'an'ın surelerini açıklayan eser


Lisan : Arapça tefsīr

Telaffuz : tefsi:ri

tefsir etmek
Anlamı:

1. yorumlamak

Örnek:

1. Ben evvela bu duayı ve bu sözleri pek kalpsizce tefsir ettim.

1. Ben evvela bu duayı ve bu sözleri pek kalpsizce tefsir ettim.


teftih
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Açma

2. Geğirme


Lisan : Arapça teftīḥ

Telaffuz : tefti:hi

teftiş

İlgili Kelimeler:

teftiş heyeti, teftiş kurulu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Denetleme

Örnek:

1. Bizde on beş yıldır teftiş görmemiş daireler var.

1. Bizde on beş yıldır teftiş görmemiş daireler var.


Lisan : Arapça teftīş

teftiş etmek
Anlamı:

1. denetlemek

Örnek:

1. Hayatının bütün yazlarını Makedonya'da geçirir, teşkilatı teftiş ederdi.

1. Hayatının bütün yazlarını Makedonya'da geçirir, teşkilatı teftiş ederdi.


teftiş heyeti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Denetleme kurulu


teftiş kurulu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Denetleme kurulu


tefviz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir işi bir kimsenin üzerinde bırakma, ihale

2. Dağıtma

3. Bir taşınmaz malı bilinen değeri karşılığı bir kimseye verme


Lisan : Arapça tefvīż

Telaffuz : tefvi:zi

tegafül
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anlamazlıktan gelme


Lisan : Arapça teġāful

Telaffuz : tega:fül

tegafül etmek
Anlamı:

1. anlamazlıktan gelmek


teganni
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , Şarkı söyleme


Lisan : Arapça teġannī

Telaffuz : teganni:

teganni etmek
Anlamı:

1. şarkı söylemek


teğelti
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Binek hayvanlarında eyerin altına konulan keçe


teğet
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir eğrinin yanından geçen ve ona ancak bir noktada değen doğru, mümas


teğet geçmek
Anlamı:

1. yakınından geçmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir konuya üstünkörü dokunmak

Örnek:

1. Birbirine teğet geçmiş iki acılı yaşamın öyküsü radyofonik seslere dönüşür.

1. Birbirine teğet geçmiş iki acılı yaşamın öyküsü radyofonik seslere dönüşür.


teğmen

İlgili Kelimeler:

asteğmen, üsteğmen

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Orduda rütbesi asteğmenle üsteğmen arasında olan, takım komutanlığı yapan subay, mülazım


teğmenlik

İlgili Kelimeler:

asteğmenlik, üsteğmenlik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Teğmen olma durumu, mülazımlık

2. Teğmenin rütbesi

3. Teğmenin görevi


tehacüm
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Birlikte ve birden hücum etme, saldırma

2. Üşüşme, bir yere toplaşma


Lisan : Arapça tehācum

Telaffuz : teha:cüm

tehalüf
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Aykırılık


Lisan : Arapça teḫāluf

Telaffuz : teha:lüf