92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Limonluk
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yoksulların sığındığı sıcak yer
Lisan : Farsça tāv + ḫāne
Telaffuz : tavha:ne
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geciktirme, tehir
2. Alıkoyma
Lisan : Arapça taʿvīḳ
Telaffuz : ta:vi:ki
1. isim , isim , isim , isim , Durum, vaziyet (I), hâl
1. Bu libaslar altında ikisinin de yürümeleri, tavırları değişmişti.
1. Bu libaslar altında ikisinin de yürümeleri, tavırları değişmişti.
2. Bir olay, bir durum karşısında kişinin takındığı davranış
3. Kişiden beklenen davranış biçimi
1. Sanatçı duruşu.
1. Sanatçı duruşu.
Lisan : Arapça ṭavr
1. mesafeli davranmak, uzak durmak
Ön Takı : (birine)
1. belli bir durum veya davranış biçimini benimsemek, vaziyet almak
1. Bilgin değilim. Onun için yazılarımda da bilgince tavır takınmaktan çekinirim.
1. Bilgin değilim. Onun için yazılarımda da bilgince tavır takınmaktan çekinirim.
2. Parçasını söylerken aldığı tavır, insanı gülmekten katıltacak kadar komik.
2. Parçasını söylerken aldığı tavır, insanı gülmekten katıltacak kadar komik.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tavrı olan
1. Kimi sipahi ağası gibi mağrurdu, kimi cengâver tavırlı ve sakindi.
1. Kimi sipahi ağası gibi mağrurdu, kimi cengâver tavırlı ve sakindi.
1. ödün vermek
1. Galiplerin yenilen devletlere hiçbir taviz vermeyecekleri hissediliyordu.
1. Galiplerin yenilen devletlere hiçbir taviz vermeyecekleri hissediliyordu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ödüncü
Lisan : Arapça taʿvīż + Farsça -kār
Telaffuz : ta:vizkâr
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ödünsüz
1. Kemalistin bağımsızlık fikri tertemiz, pürüzsüz, tavizsiz Türkçü ve Türkiyeci idi.
1. Kemalistin bağımsızlık fikri tertemiz, pürüzsüz, tavizsiz Türkçü ve Türkiyeci idi.
1. isim , isim , isim , isim , At ahırı
1. Dağın ardında bir nazlı sultanım / Tavlamda doru bir küheylanım
1. Dağın ardında bir nazlı sultanım / Tavlamda doru bir küheylanım
Lisan : Arapça ṭavīle
Telaffuz : ta'vla
kız tavlası, Yahudi tavlası
1. isim , isim , isim , isim , Bölümlere ayrılmış iki yanlı tahta üzerinde on beşerden otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun
1. Kahveciden başka üç kişi vardı, ikisi tavla oynuyordu.
1. Kahveciden başka üç kişi vardı, ikisi tavla oynuyordu.
2. Bu oyunun üzerinde oynandığı, iki iç yüzü bölme desenli, dikdörtgen biçimindeki tahta kutu
Lisan : İtalyanca tavola
Telaffuz : ta'vla
1. tavla oynamak
1. Çoğu tedaviden sonra, bir parti de tavla atardı hastaları ile.
1. Çoğu tedaviden sonra, bir parti de tavla atardı hastaları ile.
1. isim , isim , madencilik , madencilik , isim , isim , madencilik , madencilik , Demir çelik işletmelerinde kütük demirin şekillendirilmesi veya haddelenmesi için en uygun ısı ve nem oranı