92406 kayıt bulundu.
1. toprak sürülecek duruma gelmek
2. hazır hâle gelmek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , yola gelmek
1. Oğul, anasının tava geldiğini sezmişti.
1. Oğul, anasının tava geldiğini sezmişti.
4. argo , argo , argo , argo , kanmak
1. gereği kadar ısıtmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , olayları istenilen duruma getirmek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir işin yapılabilmesi en uygun zamanı seçmek
4. argo , argo , argo , argo , kandırmak
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İslam dininde hac sırasında Kâbe'nin çevresini yedi kez dönme
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bir şeyin çevresini dolaşma
3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Kutsal bir yeri ziyaret etme
Lisan : Arapça ṭavāf
Telaffuz : tava:fı
1. bir şeyin çevresini dolaşmak
1. Duvarlardaki mermer levhalara kazılı yazıları okuya okuya, kendi kendine, bütün mabedi tavaf etti.
1. Duvarlardaki mermer levhalara kazılı yazıları okuya okuya, kendi kendine, bütün mabedi tavaf etti.
2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , İslam dininde hac ve umre sırasında Kâbe'nin çevresini yedi kez dolaşmak
tavan aralığı, tavan arası, tavan fiyatı, tavan penceresi, tavan süpürgesi, asma tavan
1. isim , isim , isim , isim , Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı
1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.
1. Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım.
2. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat
1. Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır.
1. Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır.
3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Çatı kiremidi
1. isim , isim , isim , isim , Bir yapının tavanı ile çatısı arasında kalan bölüm, tavan aralığı, çatı arası
1. Kış için saklamak üzere tavan arasına ayvalar yerleştirmiş.
1. Kış için saklamak üzere tavan arasına ayvalar yerleştirmiş.
1. beklenmeyen bir durum karşısında şaşırıp kalmak
1. Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu.
1. Gelmeyecek mi? Neden gelmedi? diye sordukları vakit tavan başıma yıkılıyordu.
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Bir mala resmî kuruluşlarca belirlenen fiyatın üst sınırı
1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Binalarda veya evlerde tavan kısmında bulunan pencere
1. isim , isim , isim , isim , Tavandaki örümcek ağlarını temizlemek için kullanılan uzun saplı süpürge
1. Menkul Kıymetler Borsasında işlem görmekte olan hisse senedinin değeri en üst düzeye ulaşmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , sinir, heyecan vb. en üst düzeye çıkmak
1. isim , isim , isim , isim , Denizli iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ta'vas
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Aracılık, ara bulma, aracılık etme
Lisan : Arapça tavassuṭ
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yurt edinme
Lisan : Arapça tavaṭṭun
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Açıklık kazanma, aydınlanma
Lisan : Arapça tavażżuḥ
1. aydınlanmak, açıklık kazanmak, belirli duruma gelmek
1. Vaziyet tavazzuh edinceye kadar gizlenmekten aylardır yüzünü görmedim.
1. Vaziyet tavazzuh edinceye kadar gizlenmekten aylardır yüzünü görmedim.
1. isim , isim , isim , isim , Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kimse
2. argo , argo , argo , argo , Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın veya mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Tavcı olma durumu
2. argo , argo , argo , argo , Tavcının işi
1. isim , isim , isim , isim , Çalgılı meyhane
1. Gece bir tavernada mezesi bol bir yemek yiyip pansiyona döndük.
1. Gece bir tavernada mezesi bol bir yemek yiyip pansiyona döndük.
Lisan : İtalyanca taverna
Telaffuz : tave'rna