Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
taşıyabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıyabilmek işi

Örnek:

1. İnce, uzun sapının, çok ağır başını, o kadar yüksekte taşıyabilmesi, fırtınalarda kırılmaması, içindeki aşktandır.

1. İnce, uzun sapının, çok ağır başını, o kadar yüksekte taşıyabilmesi, fırtınalarda kırılmaması, içindeki aşktandır.


taşıyabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Taşıma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Onun lepiska saçlarını en ismetli kadın başında taşıyabilirdi.

1. Onun lepiska saçlarını en ismetli kadın başında taşıyabilirdi.

2. Taşımaya gücü yetmek


taşıyıcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıma işini yapan kimse veya şey

2. Ücretle yük taşıyarak geçinen kimse, yükçü, sırtçı, hamal

3. Aktarıcı

Örnek:

1. Her insan, kâinatı dolduran varlığın bir özü ve âlemşümul düşüncenin bir taşıyıcısıdır.

1. Her insan, kâinatı dolduran varlığın bir özü ve âlemşümul düşüncenin bir taşıyıcısıdır.

4. tıp , tıp , tıp , tıp , Kendisi hastalığa yakalanmaksızın o hastalığın sebebi olan mikrobu taşıyan kimse veya hayvan, portör


taşıyıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıyıcı olma durumu, sırtçılık, hamallık, yükçülük

2. Taşıyıcının yaptığı iş, yükçülük


taşıyış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıma işi


taşıyıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşıyıvermek işi


taşıyıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çok çabuk veya kısa sürede taşımak


Telaffuz : taşıyı'vermek

taşizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Lekecilik


Lisan : Fransızca tachisme

Taşkent
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ta'şkent

taşkın

İlgili Kelimeler:

taşkın ıslahı, su taşkını

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Taşmış bir durumda olan

2. isim , isim , isim , isim , Su baskını, seylap, feyezan

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı

Örnek:

1. Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi.

1. Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi.


taşkın ıslahı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Akarsu yatağının sel zararını önleyecek biçimde yeniden düzenlenmesi


taşkınca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biraz taşkın

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (taşkı'nca) Taşkın, aşırı bir biçimde


taşkınlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşkın olma durumu

2. Taşkınca davranış

Örnek:

1. Başkalarını dertleriyle üzmekten, taşkınlıklarıyla rahatsız etmekten kaçınır.

1. Başkalarını dertleriyle üzmekten, taşkınlıklarıyla rahatsız etmekten kaçınır.


taşkıran

İlgili Kelimeler:

taşkıran çiçeği, taşkıran otu

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taşkıran otu


Telaffuz : ta'şkıran

taşkıran çiçeği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taşkırangillerden, 2500 metreden yukarı yerlerde sert kayaları yarıp yetişen bir çiçek (Leontopodium alpinum)


taşkıran otu
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Taşkırangillerden, bazı türleri süs bitkisi olarak yetiştirilen, saplarının parçalanmasıyla üreyen bir bitki, taşkıran (Saxifraga)


taşkırangiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, örnek bitkisi taşkıran otu olan bir familya


Taşköprü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ta'şköprü

taslak

İlgili Kelimeler:

kabataslak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma

Örnek:

1. Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde.

1. Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde.

2. Eskiz

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse


taslama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taslamak işi

Örnek:

1. Bu yüzden efendisine ev sahipliği taslamaya karar verdi.

1. Bu yüzden efendisine ev sahipliği taslamaya karar verdi.


taşlama

İlgili Kelimeler:

şeytan taşlama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşlamak işi

2. Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama

3. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Alaylı halk şiiri

4. Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, tariz

Örnek:

1. Siyasal taşlama zaman zaman orta oyununun da bir özelliği olmuştur.

1. Siyasal taşlama zaman zaman orta oyununun da bir özelliği olmuştur.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hakaret

Örnek:

1. Paris'teki kahvelerden birine gidecek olan bir Türk orada alaylı taşlamalar, kaba davranışlarla karşılanır.

1. Paris'teki kahvelerden birine gidecek olan bir Türk orada alaylı taşlamalar, kaba davranışlarla karşılanır.


taşlamacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşlama işiyle uğraşan usta

2. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , Yergici


taşlamacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşlama ustasının yaptığı iş


taslamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Taşçılıkta bir taşın kaba bölümlerini, çıkıntılarını almak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kendinde olmayan bir özelliği varmış gibi göstermek

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Gözetlemek, gizlice izlemek


taşlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Taş atmak, taşa tutmak

Örnek:

1. Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu.

1. Hem bağırıyor hem atlıları taşlıyordu.

2. Bir şeyin içindeki taşları ayıklamak

3. Taş vb. nesnelerle kumaşı beyazlatmak veya parlatmak

4. Metal bir parçayı zımpara ile törpüleyerek yuvasına alıştırmak

5. Taş döşemek

6. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Üstü kapalı, iğneleyici söz söylemek

Örnek:

1. Sen istediğin kadar taşla beni, gene de bir şiirle girişeceğim işe.

1. Sen istediğin kadar taşla beni, gene de bir şiirle girişeceğim işe.