92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Fosilleşme
astasım, ön tasım
1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Doğru olarak kabul edilen iki yargıdan üçüncü bir yargı çıkarma temeline dayanan bir uslamlama yolu, kıyas
1. Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır.
1. Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır.
taşıma sayısı, aktif taşıma, toplu taşıma
1. isim , isim , isim , isim , Taşımak işi
1. Yorgun, tahammülsüz, aşkı taşımaya kabiliyetsiz bir hâldeyim.
1. Yorgun, tahammülsüz, aşkı taşımaya kabiliyetsiz bir hâldeyim.
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir iyon tarafından taşınan akımın geçen toplam akım miktarına olan oranı
1. `işi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Başkalarının eşyasını istenilen yere taşımayı sağlayan kimse, nakliyeci, nakliyatçı
toplu taşımacılık
1. isim , isim , isim , isim , İnsan, mal vb.nin çeşitli araçlarla bir yerden bir yere taşınması işi, nakliyecilik, nakliyat, transport
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek
1. Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı.
1. Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı.
2. Üstünde bulundurmak
1. Boynundan asılmış gümüş bir köstek taşırdı.
1. Boynundan asılmış gümüş bir köstek taşırdı.
3. Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek
1. Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur.
1. Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur.
4. Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak
5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Giymek
1. Devlet üniforması taşıyordu.
1. Devlet üniforması taşıyordu.
6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak
1. İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler.
1. İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler.
7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek
8. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Duymak, hissetmek
1. İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar.
1. İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar.
1. isim , isim , isim , isim , İlköğretim öğrencilerinin köy vb. yerleşim yerlerinden okulun bulunduğu daha büyük merkezlere araçlarla taşınması yoluyla yapılan eğitim
1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli eşyaları taşımak için uluslararası standartlara göre tahtadan veya metalden yapılmış büyük kasa, konteyner
1. isim , isim , isim , isim , Tasımlamak işi
2. Bir konuyu, nesneyi zihinde biçimlendirme, tasmim
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Taşma süresi, taşacak kadar
1. Çorbayı iki taşımlık kaynattı.
1. Çorbayı iki taşımlık kaynattı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Taşınma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. İstisnasız tüm mezarlar, şehrin başka başka noktalarına taşınabilirdi pekâlâ.
1. İstisnasız tüm mezarlar, şehrin başka başka noktalarına taşınabilirdi pekâlâ.
2. Taşımaya uygun olmak
3. Taşınmak için herhangi bir engeli bulunmamak
taşınır bellek, taşınır değer, taşınır ev
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Taşınabilen (eşya)
2. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Para, çek, senet, tahvil vb. değerli kâğıt, taşınabilir, menkul
1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilişim uygulamalarıyla üretilmiş olan yazı, fotoğraf, müzik vb. verilerin gerektiğinde kullanılmak üzere saklandığı araç