Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
taşıl bilimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Taşıl bilimi ile ilgili, paleontolojik


taşıllaşma
Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Fosilleşme


taşıllaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fosilleşmek


taşıllı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde taşıl bulunan, fosilli


tasım

İlgili Kelimeler:

astasım, ön tasım

Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , Doğru olarak kabul edilen iki yargıdan üçüncü bir yargı çıkarma temeline dayanan bir uslamlama yolu, kıyas

Örnek:

1. Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır.

1. Taşlar katı olur, mermer bir taştır, şu hâlde mermer katıdır uslamlaması bir tasımdır.


taşım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yemeğin taşacak kadar kaynaması


taşıma

İlgili Kelimeler:

taşıma sayısı, aktif taşıma, toplu taşıma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşımak işi

Örnek:

1. Yorgun, tahammülsüz, aşkı taşımaya kabiliyetsiz bir hâldeyim.

1. Yorgun, tahammülsüz, aşkı taşımaya kabiliyetsiz bir hâldeyim.


taşıma sayısı
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir iyon tarafından taşınan akımın geçen toplam akım miktarına olan oranı


taşıma su ile değirmen dönmez
Anlamı:

1. `işi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez` anlamında kullanılan bir söz


taşımacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başkalarının eşyasını istenilen yere taşımayı sağlayan kimse, nakliyeci, nakliyatçı


taşımacılık

İlgili Kelimeler:

toplu taşımacılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsan, mal vb.nin çeşitli araçlarla bir yerden bir yere taşınması işi, nakliyecilik, nakliyat, transport


taşımak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere götürmek

Örnek:

1. Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı.

1. Hastayı ekseriya yakın kasabaya kadar sırtta taşırlardı.

2. Üstünde bulundurmak

Örnek:

1. Boynundan asılmış gümüş bir köstek taşırdı.

1. Boynundan asılmış gümüş bir köstek taşırdı.

3. Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek

Örnek:

1. Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur.

1. Değirmenin üstünde ise değirmen koluyla birleşen çarkı taşıyan bir çanak bulunur.

4. Boru, kanal vb. ile sıvı maddeleri bir yerden başka bir yere aktarmak

5. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Giymek

Örnek:

1. Devlet üniforması taşıyordu.

1. Devlet üniforması taşıyordu.

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak

Örnek:

1. İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler.

1. İnsanlar müşterek tecrübeleri taşıdıkları için birbirlerinin ne dediklerini anlayabilirler.

7. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek

8. nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , nesnesiz , nesnesiz , mecaz , mecaz , Duymak, hissetmek

Örnek:

1. İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar.

1. İçlerinde her şeye karşılık bir suçluluk duygusu taşırlar.


taşımalı eğitim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlköğretim öğrencilerinin köy vb. yerleşim yerlerinden okulun bulunduğu daha büyük merkezlere araçlarla taşınması yoluyla yapılan eğitim


taşımalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çeşitli eşyaları taşımak için uluslararası standartlara göre tahtadan veya metalden yapılmış büyük kasa, konteyner


tasımlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tasımlamak işi

2. Bir konuyu, nesneyi zihinde biçimlendirme, tasmim


tasımlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir işin tasarısını hazırlamak, tasmim etmek


taşımlık
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Taşma süresi, taşacak kadar

Örnek:

1. Çorbayı iki taşımlık kaynattı.

1. Çorbayı iki taşımlık kaynattı.


tasımsal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tasımla ilgili


taşımsı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Taşsı


taşın altına elini koymak
Anlamı:

1. elini taşın altına koymak


taşınabilir
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Taşınır


taşınabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taşınabilmek işi


taşınabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Taşınma ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. İstisnasız tüm mezarlar, şehrin başka başka noktalarına taşınabilirdi pekâlâ.

1. İstisnasız tüm mezarlar, şehrin başka başka noktalarına taşınabilirdi pekâlâ.

2. Taşımaya uygun olmak

3. Taşınmak için herhangi bir engeli bulunmamak


taşınır

İlgili Kelimeler:

taşınır bellek, taşınır değer, taşınır ev

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Taşınabilen (eşya)

2. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Para, çek, senet, tahvil vb. değerli kâğıt, taşınabilir, menkul


taşınır bellek
Anlamı:

1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilişim uygulamalarıyla üretilmiş olan yazı, fotoğraf, müzik vb. verilerin gerektiğinde kullanılmak üzere saklandığı araç