92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Birbirine aktarmalı yapıda oluşturulan ikiz filtre
1. spor , spor , spor , spor , kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak
tandır alevi, tandır böreği, tandır çorbası, tandır çöreği, tandır ekmeği, tandır kebabı, tandırname
1. isim , isim , isim , isim , Yere çukur kazılarak yapılan bir fırın türü
2. Bazı yerlerde, kışın ayakları ısıtmak amacıyla alçak bir masanın altına mangal konulup üstüne yorgan örtülerek yapılan düzen
Lisan : Arapça tennūr
1. isim , isim , isim , isim , Tandırda meşe odununun çıkardığı yakıcı ve etkili alev
1. isim , isim , isim , isim , Nohut, rendelenmiş patates ve bulgur karışımıyla hazırlanan bir çorba türü
1. isim , isim , isim , isim , Tandırda pişirilen ekmek
1. Deri gibi sert, yayvan tandır ekmeğine alışmıştı; yer sofrasında bunu hem kaşık hem çatal yerine dürümleyerek kullanmayı beceriyordu.
1. Deri gibi sert, yayvan tandır ekmeğine alışmıştı; yer sofrasında bunu hem kaşık hem çatal yerine dürümleyerek kullanmayı beceriyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Kuşbaşı et ve soğanla hazırlanarak tandırda pişirilen et yemeği
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tandır başında oturulurken söylenen veya okunan masal
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bilgisiz kimselerin inandığı saçma fikirler ve bu fikirlerin yazıldığı sanılan kitap
Lisan : Arapça tennūr + Farsça nāme
Telaffuz : tandırna:me
tane tane, bir tane, buğdaysı tane
1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir sayıda olan şey, adet
2. Bazı bitkilerin tohumu
1. İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır.
1. İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır.
3. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Çekirdekli küçük meyve
1. Üzüm tanesi. Nar tanesi.
1. Üzüm tanesi. Nar tanesi.
Lisan : Farsça dāne
Telaffuz : ta:ne
1. acele etmeden, seslerin hakkını vererek herkesin anlayabileceği gibi konuşmak
1. Genç kadın ağır adımlarla eski yerine oturdu, tane tane söylemeye başladı.
1. Genç kadın ağır adımlarla eski yerine oturdu, tane tane söylemeye başladı.
2. Ağır ağır ve tane tane konuşuyorlar.
2. Ağır ağır ve tane tane konuşuyorlar.
1. isim , isim , isim , isim , Küçük tane
2. fizik , fizik , fizik , fizik , Çok küçük boyutlu madde, cisim
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Küçücük tanelerden oluşmuş
1. Tanecikli külte.
1. Tanecikli külte.
2. Yüzeyi taneciklerle kaplı gibi görünen
1. sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tahılla beslenen
1. -i , -i , -i , -i , Tanelerini ayırmak
1. Narı tanelemek.
1. Narı tanelemek.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tanelere ayrılmak
2. Taneler oluşmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanelerden oluşmuş
2. Çeşitli boylarda tanesi olan
1. İri taneli büyük ve siyah binlik dergâh tespihini çekmeye başladığı zaman...
1. İri taneli büyük ve siyah binlik dergâh tespihini çekmeye başladığı zaman...
1. isim , isim , isim , isim , Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde
Lisan : Fransızca tanin