Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
talihsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Talihi ters olan, talihi kötü olan, şanssız, bahtsız (kimse)

Örnek:

1. Alın yazısı bu masum ve talihsizi idama mahkûm etmişti.

1. Alın yazısı bu masum ve talihsizi idama mahkûm etmişti.


talihsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Talihsiz olma durumu, şanssızlık, bahtsızlık

Örnek:

1. Hayatımızda çok defa talih veya talihsizlikler tesadüflerin eseridir.

1. Hayatımızda çok defa talih veya talihsizlikler tesadüflerin eseridir.


talik
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Asma, yukarı kaldırma

2. Bir işin yapılmasını herhangi bir şarta bağlı tutma

3. Belli bir zamana bırakma, erteleme

4. Arap alfabesinde geliştirilen, yatık olarak yazılan yazı türlerinden biri

5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu tür yazı ile yazılmış

Örnek:

1. ... sonra üç de eski talik levha.

1. ... sonra üç de eski talik levha.


Lisan : Arapça taʿlīḳ

Telaffuz : ta:li:ki

talik etmek
Anlamı:

1. asmak

2. bir işin yapılmasını sonraya bırakmak, ertelemek


talika
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası


Lisan : Rusça

Telaffuz : tali'ka

talil

İlgili Kelimeler:

hüsnütalil

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sebep gösterme

2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Tümdengelim


Lisan : Arapça taʿlīl

Telaffuz : ta:li:li

talim

İlgili Kelimeler:

talimhane, talimname

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Öğretim

2. Alıştırma

Örnek:

1. Sudan çıktıktan sonra tabanca ile nişan talimi yapardık.

1. Sudan çıktıktan sonra tabanca ile nişan talimi yapardık.

3. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi

Örnek:

1. Eğil dağlar, eğil üstünden aşam / Yeni talim çıkmış varam alışam

1. Eğil dağlar, eğil üstünden aşam / Yeni talim çıkmış varam alışam


Lisan : Arapça taʿlīm

Telaffuz : ta:lim

talim etmek
Anlamı:

1. öğretmek, bilgi kazandırmak


talim etmek
Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , az para karşılığında çalışmak

2. hep aynı şeyi yemek zorunda olmak


Ön Takı : (herhangi bir şeye)

talimar
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına desteklik etmek amacıyla konulan ekleme


Lisan : İtalyanca tagliamare

talimat

İlgili Kelimeler:

talimatname

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yönerge

Örnek:

1. Demir Bey'den beklenilen talimat gelmişti.

1. Demir Bey'den beklenilen talimat gelmişti.

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Görevin gerektirdiği türlü hizmetlerin başarıyla yürütülmesi için kumandan, başkan veya daire başkanları tarafından verilen, o hizmetle ilgili sorumluluk, düzen ve ilkeleri içine alan buyruklar


Lisan : Arapça taʿlīmāt

Telaffuz : ta:lima:tı

talimat vermek
Anlamı:

1. üst düzeyde bulunan biri, yaptıracağı işle ilgili olarak görüşünü belirtmek, yol göstermek


talimatname

İlgili Kelimeler:

dahilî talimatname

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yönetmelik


Lisan : Arapça taʿlīmāt + Farsça nāme

Telaffuz : ta:limatna:me

talimgâh
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Çeşitli uzmanlık dallarına gerekli olan uzman, öğretici vb.ni yetiştirmek amacıyla uygulamalı olarak eğitim ve öğretim vermek için oluşturulmuş askerî kuruluş


Lisan : Arapça taʿlīm + Farsça -gāh

Telaffuz : ta:limgâ:hı

talimhane
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , Eğitim alanı


Lisan : Arapça taʿlīm + Farsça ḫāne

Telaffuz : ta:limha:ne

talimli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Talim görmüş, eğitilmiş

Örnek:

1. Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum.

1. Gözlerim ona dikilmiş talimli bir fino köpeği gibi büzülüp otururdum.

2. Alışık, eli yatkın


talimname
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Savaşta uygulanan türlü manevraları, araç ve gereçlerin nasıl kullanılacağını, her sınıfın görev ve davranışını belirten kuralların toplandığı kitap


Lisan : Arapça taʿlīm + Farsça nāme

Telaffuz : ta:limna:me

talimsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Talim görmemiş


talip
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İsteyen, istekli

2. isim , isim , isim , isim , Genellikle evlenmek isteyen ve bu isteğini evleneceği kimseye bildiren erkek

Örnek:

1. Öyle olmasa Musa ile evlenmez, talipleri içinde en beğendiği İsa'nın İstanbul'dan dönmesini beklerdi.

1. Öyle olmasa Musa ile evlenmez, talipleri içinde en beğendiği İsa'nın İstanbul'dan dönmesini beklerdi.


Lisan : Arapça ṭālib

Telaffuz : ta:lip

talip (veya talibi) çıkmak
Anlamı:

1. kız evlenme teklifi almak

Örnek:

1. Keşke bilmeksizin, tesadüfen, İsmail'in almak istediği bu kıza talip çıkmış bir adam vaziyetinde kalsaydım.

1. Keşke bilmeksizin, tesadüfen, İsmail'in almak istediği bu kıza talip çıkmış bir adam vaziyetinde kalsaydım.

2. bir şeye istekliler bulunmak


talip olmak
Anlamı:

1. istemek

Örnek:

1. Yalnız bir tanesi, en ziyade parasına meftun olan biri onunla izdivaca talip oldu.

1. Yalnız bir tanesi, en ziyade parasına meftun olan biri onunla izdivaca talip oldu.


talipli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Talip olan, talip

2. Talibi bulunan


taliplik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Talip olma durumu


taliplilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Talipli olma durumu


talk

İlgili Kelimeler:

talk pudrası, talk şist

Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum


Lisan : Arapça ṭalḳ