Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
takıştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Takıştırmak işi


takıştırmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Küpe, bilezik, yüzük vb. süs eşyasını çokça takmak


takıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Takıvermek işi


takıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak takmak


Telaffuz : takı'vermek

takiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mezhep belirtmeme, gizleme

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Olduğundan farklı görünme

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Sakınma, çekinme


Lisan : Arapça taḳiyye

takiye yapmak
Anlamı:

1. olduğundan farklı görünmek

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , sakınmak, çekinmek


takkadak
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çabucak


Telaffuz : ta'kkadak

takke
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce kumaştan dikilmiş veya ipten örülmüş, çoğunlukla yarım küre biçiminde başlık

Örnek:

1. Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş.

1. Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş.

2. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Yarım küre biçimindeki kubbenin üst bölümü


Lisan : Arapça ṭāḳiye

takke düştü, kel göründü
Anlamı:

1. bir ayıbı örten şey ortadan kalktığı zaman gerçeğin ortaya çıktığını anlatan bir söz


takkeli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Takkesi olan


takkesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Takkesi olmayan


takla

İlgili Kelimeler:

takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi

2. Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma

3. Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına veya yanlamasına dönme hareketi


takla atmak
Anlamı:

1. takla hareketini yapmak

Örnek:

1. Adam o kadar kederli, o kadar meyustu ki takla atıp ney çalan kambur cüceler bile onu güldürmeyi başaramamıştı.

1. Adam o kadar kederli, o kadar meyustu ki takla atıp ney çalan kambur cüceler bile onu güldürmeyi başaramamıştı.

2. kaza sonucu taşıtlar devrilip yuvarlanmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , çok sevinmek

Örnek:

1. Biz senin yaşındayken iki altına takla atardık.

1. Biz senin yaşındayken iki altına takla atardık.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir kimseye yaranmak için onun hoşuna giden davranışlarda bulunmak, dalkavukluk etmek


takla attırmak
Anlamı:

1. takla hareketini yaptırmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir şeyi dilediği gibi beceriyle kullanabilmek

Örnek:

1. Sizin için Türkçenin cambazıdır, kafiyelere taklalar attırır, dedi.

1. Sizin için Türkçenin cambazıdır, kafiyelere taklalar attırır, dedi.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , birine istediği her şeyi yaptırmak


takla böceği
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Kın kanatlılardan, sırtüstü çevrildiğinde göğsündeki özel bir organın yardımıyla takla atarak düzgün durma yeteneğinde olan ve tel kurdu denilen kurtçukları dolayısıyla önem taşıyan böcek (Agriotes lineatus)


takla böcekleri
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Takla böceği türlerini içine alan kın kanatlılar familyası


taklacı

İlgili Kelimeler:

taklacı güvercin

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taklacı güvercin

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dalavereci


taklacı güvercin
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Uçarken taklalar atan bir tür güvercin, taklacı


taklacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dalaverecilik


taklidî

İlgili Kelimeler:

taklidî kelime

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Taklit yoluyla yapılan


Lisan : Arapça taḳlīdī

Telaffuz : takli:di:

taklidî kelime
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , dil bilgisi , dil bilgisi , Yansıma


taklidini yapmak
Anlamı:

1. bir şeyin veya kimsenin konuşmasını, davranışını komik bir biçimde tekrarlamak

Örnek:

1. Annesinin, babasının taklitlerini yapıyordu.

1. Annesinin, babasının taklitlerini yapıyordu.

2. öykünmek


taklip
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Döndürme, çevirme

2. Bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirme


Lisan : Arapça taḳlīb

Telaffuz : takli:bi

taklip etmek
Anlamı:

1. bir şeyin biçim ve kalıbını değiştirmek, evirmek


taklit

İlgili Kelimeler:

taklit mobilya

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma, öykünme

Örnek:

1. Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir.

1. Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir.

2. Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme

Örnek:

1. Hele taklitleri? Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu.

1. Hele taklitleri? Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu.

3. Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon


Lisan : Arapça taḳlīd

Telaffuz : takli:di