92406 kayıt bulundu.
takat sınırı
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
1. Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı.
1. Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı.
Lisan : Arapça ṭāḳat
Telaffuz : ta:kat
1. gücü azalmak, bitmek
1. Sonra, artık takati kesilmiş gibi kendini bıraktı.
1. Sonra, artık takati kesilmiş gibi kendini bıraktı.
1. gücü yeterli olmamak
1. Günahlarımızın icmaline gelince ben tutamam vallahi tutamam, takatim yetmez.
1. Günahlarımızın icmaline gelince ben tutamam vallahi tutamam, takatim yetmez.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Takati kalmamış, yorgun argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Takati kalmamış, yorgun argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz bir biçimde
1. Bir ağacın altında hasta, takatsiz, ölü gibi yatıyorum.
1. Bir ağacın altında hasta, takatsiz, ölü gibi yatıyorum.
1. isim , isim , isim , isim , Takatsiz olma durumu
1. Takatsizlik ve üzüntünün sebep olduğu bir buhrandı bu.
1. Takatsizlik ve üzüntünün sebep olduğu bir buhrandı bu.
1. güçsüz ve kuvvetsiz kaldığını anlamak
1. Yere uzanmak isteyecek kadar vücudunda takatsizlik duyuyordu.
1. Yere uzanmak isteyecek kadar vücudunda takatsizlik duyuyordu.
1. isim , isim , isim , isim , Gürültü patırtı
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Basımevlerinde kurşun dökülmüş, satır olarak dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz
3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak
Telaffuz : takatu'ka
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bağlı olma, bağlanma
2. Üstüne düşme, özen gösterme
Lisan : Arapça taḳayyud
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Azarlama, başa kakma
1. Acaba, bütün bu söylediklerinin altında bir takaza da var mı diye iyice tartıyorum, yok gibi.
1. Acaba, bütün bu söylediklerinin altında bir takaza da var mı diye iyice tartıyorum, yok gibi.
Lisan : Arapça taḳāżā
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çirkin görme, beğenmeme
2. Kınama
Lisan : Arapça taḳbīḥ
Telaffuz : takbi:hi
takdim tehir
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi karşılıksız olarak birine verme, sunma
2. Tanıtma, tanıştırma
3. Öne alma, önceye alma
Lisan : Arapça taḳdīm
Telaffuz : takdi:mi
1. sunmak
1. Bahçemin en güzel çiçeğini size takdim ediyorum.
1. Bahçemin en güzel çiçeğini size takdim ediyorum.
2. tanıtmak, tanıştırmak
1. Seni bu gece bizim eski diplomatımıza takdim edeceğim.
1. Seni bu gece bizim eski diplomatımıza takdim edeceğim.
3. önceye almak, öne almak, öncelemek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çeşitli amaçlarla cümledeki ögelerin yerlerini değiştirme
takdir hakkı, takdiriilahi, takdirname, takdir yetkisi, ezelî takdir
1. isim , isim , isim , isim , Beğenme, beğenip belirtme, değer verme
1. Hakkında sarf edilen alaycı sözlere mukabil şimdi takdirler, hürmetkâr iltifatlarla karşılıyordu.
1. Hakkında sarf edilen alaycı sözlere mukabil şimdi takdirler, hürmetkâr iltifatlarla karşılıyordu.
2. Bir şeyin değerini, önemini, gerekliliğini anlama
3. Takdirname
4. Değer biçme
1. Bu aç adama yeni elbisenin ne derece faydalı olacağını okuyucularımızın takdirine arz ediyoruz.
1. Bu aç adama yeni elbisenin ne derece faydalı olacağını okuyucularımızın takdirine arz ediyoruz.
5. Kitle iletişim araçlarında izlenme oranı
6. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Yazgı
Lisan : Arapça taḳdīr
Telaffuz : takdi:ri