92406 kayıt bulundu.
devlet tahvili
1. isim , isim , isim , isim , Devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, değişik dönemlerde belirli oranlarda faiz getiren yazılı senet
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Değiştirme, çevirme, döndürme, dönüştürme
Lisan : Arapça taḥvīl
Telaffuz : tahvi:li
1. dönüştürmek
1. Bu da derde deva olamayınca zemin katını bakkal dükkânına tahvil etti.
1. Bu da derde deva olamayınca zemin katını bakkal dükkânına tahvil etti.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tahviller
Lisan : Arapça taḥvīlāt
Telaffuz : tahvi:la:tı, l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Millî bayramlarda veya önemli bir olayı anmak için düzenlenen şenliklerde, geçit yapılacak caddelere geçici olarak kurulan, yazılar ve çiçeklerle süslenen kemer
1. Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor.
1. Şimdi İstanbul taklarının yeşil taflanları altından gaziler geçiyor.
Lisan : Arapça ṭāḳ
Telaffuz : ta:k
tak tak, tak tuk
1. isim , isim , isim , isim , Tahta vb. bir şeye vurulduğunda veya silah patlayınca çıkan tok ve sert ses
1. tak diye ses çıkarmak
1. Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi.
1. Tam umudumuz kesilecek gibi olup da epey üzüldükten sonra kapı tokmağı tak ederdi.
1. isim , isim , isim , isim , Vurma, çarpma sırasında çıkan ses
2. zarf , zarf , zarf , zarf , `Tak` sesi çıkararak
1. isim , isim , isim , isim , Vurma, çarpma sırasında çıkan ses
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Vurma, çarpma sırasında `tak` sesi çıkararak
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
1. Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım.
1. Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz
Telaffuz : ta'ka
1. -i , -i , -i , -i , Takma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Takmayı becermek
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Öncelik
Lisan : Arapça taḳaddum
1. öncesine gelmek, öncesinde yer almak
1. İşgale takaddüm eden günlerde çevirdikleri fırıldakları...
1. İşgale takaddüm eden günlerde çevirdikleri fırıldakları...
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kasılma
1. Onun gözlerinde toplanan sarı ışıkları, ellerindeki takallüsü ve titreyişi tanırdım.
1. Onun gözlerinde toplanan sarı ışıkları, ellerindeki takallüsü ve titreyişi tanırdım.
Lisan : Arapça taḳalluṣ
1. kasılmak
1. İri, siyah gözlerini ızdırapla takallüs eden karısının yüzüne dikmişti.
1. İri, siyah gözlerini ızdırapla takallüs eden karısının yüzüne dikmişti.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Alacak
2. Borç
3. İlişki
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yakınlaşma, yaklaşma, yanaşma
Lisan : Arapça taḳarrub
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir yerde karar kılma, yerleşme
2. Karar verilme
Lisan : Arapça taḳarrur
1. isim , isim , isim , isim , Değişim
2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi
Lisan : Arapça taḳāṣṣ