tahta göğüs

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tahta göğüslü

tahta göğüslü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Göğsü küçük olan, tahta göğüs

Örnek:

1. Bu kızın inceliği, plajlarda moda olan tahta göğüslü, kalçasız mayolulara pek benzemiyor.

1. Bu kızın inceliği, plajlarda moda olan tahta göğüslü, kalçasız mayolulara pek benzemiyor.

tahta kaşık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle şimşir ağacından yapılan, yemek pişirirken, yerken veya halk oyunlarında kullanılan kaşık

Örnek:

1. Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.

1. Boş zamanlarında tahta kaşık, kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.

tahta kurdu

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Tahtadan yapılma eşyayı kemirerek delik deşik eden kın kanatlı böcek (Anobium punctatum)

tahta pamuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Döşemecilikte kullanılan bir dolgu ve örtü malzemesi

tahta perde

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki yeri birbirinden ayıran tahta duvar

Örnek:

1. Tahta perde ile çevrilmiş küçük bir bahçeleri vardı.

1. Tahta perde ile çevrilmiş küçük bir bahçeleri vardı.

tahtaboş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Teras

Örnek:

1. Gençler ve çocuklar, birbirinin peşi sıra konağın dördüncü katındaki tahtaboşa çıktılar.

1. Gençler ve çocuklar, birbirinin peşi sıra konağın dördüncü katındaki tahtaboşa çıktılar.

Lisan : Farsça taḫtepūş

tahtacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Orman işletmelerinin izni doğrultusunda ağaçları işleyen, budayan, doğrayan kişi

Tahtacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özellikle Toroslarda yaşayan Alevilere verilen ad

Özel: Evet

tahtacılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tahtacı olma durumu

tahtakuruları

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yarım kanatlılardan, pis kokulu, kan emici böcekler topluluğu

Telaffuz : tahta'kuruları

tahtakurusu

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Yarım kanatlılardan, uzunluğu 3-5 milimetre, vücudu oval ve yassı, kanatları körelmiş, oturulan, yatılan yerlerde üreyen, kan emerek beslenen, pis kokulu böcek, tahta biti (Cimex lectularius)

Örnek:

1. Tahtakurusu yüzünden çok defa kompartımanlarda uyunmazdı.

1. Tahtakurusu yüzünden çok defa kompartımanlarda uyunmazdı.

Telaffuz : tahta'kurusu

tahtalaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tahtalaşmak işi

tahtalaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Tahta durumuna gelmek

tahtalı

İlgili Kelimeler:

tahtalı güvercin, tahtalıköy

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tahtası olan

2. Tahtalı güvercin

tahtalı güvercin

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Avrupa, güneybatı Asya, kuzeybatı Afrika ve ülkemizde genellikle ormanlık ve ağaçlık bölgelerde yaşayan, boynunun iki yanında ve kanatlarında tahtaya benzeyen beyaz leke bulunan bir tür güvercin, tahtalı

tahtalıköy

Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Mezarlık

Telaffuz : tahtalı'köy

tahtalıköyü boylamak

Anlamı:

1. ölmek

tahtası eksik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aklı tam olmayan, şaşkın, alık, budala

tahtaya kaldırmak

Anlamı:

1. öğrenciyi sözlü sınav için sınıftaki tahtanın önüne çağırmak

tahtaya kalkmak

Anlamı:

1. öğrenci sınıfta kara tahta önüne çıkmak

tahtelbahir

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , Denizaltı

Örnek:

1. İnsanlar kuşları taklit etmişler, tayyareyi yapmışlar. Balıkları taklit etmişler, tahtelbahirleri yapmışlar.

1. İnsanlar kuşları taklit etmişler, tayyareyi yapmışlar. Balıkları taklit etmişler, tahtelbahirleri yapmışlar.

Lisan : Arapça taḥt + baḥr

Telaffuz : ta'htelbahir

tahterevalli

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki ucuna birer kişi oturup karşılıklı olarak havada yükselip inerek eğlenmeyi sağlayan, ortasından bir yere dayalı tahta veya metal araç, çöğüncek

Örnek:

1. Küçükken tahterevalliye binmişsinizdir.

1. Küçükken tahterevalliye binmişsinizdir.

Telaffuz : tahtereva'lli

tahteşşuur

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , ruh bilimi , ruh bilimi , Bilinçaltı

Örnek:

1. Şiir, bizim tahteşşuurumuzdan şuurumuz vasıtasıyla çıkarıp ortaya koyduğumuz, birçok süzgeçlerden geçmiş, süzülmüş bir şeydir.

1. Şiir, bizim tahteşşuurumuzdan şuurumuz vasıtasıyla çıkarıp ortaya koyduğumuz, birçok süzgeçlerden geçmiş, süzülmüş bir şeydir.

Lisan : Arapça taḥte'ş-şuʿūr

Telaffuz : ta'hteşşuu:ru

tahtırevan

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Omuzda veya deve, fil, at vb. hayvanlara yüklenerek götürülen, üstü örtülü, insan taşınan araç

Lisan : Farsça taḫt + revān

Telaffuz : ta'htıreva:nı