Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ayva hoşafı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kurutulmuş ayva, şeker ve suyun kaynatılması ile yapılan hoşaf


ayva kompostosu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yaş ayva, şeker ve suyun kaynatılması ile yapılan komposto


ayva marmeladı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayva ve şekerden yapılan ezme


ayva reçeli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayva ve şekerden yapılan kokulu reçel


ayva tüyü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vücuttaki ince, sarı tüyler

Örnek:

1. Sarı ayva tüyleriyle kaplı incecik kollarını biraz fazla sıkacak olsam eriyiverecek sanırım.

1. Sarı ayva tüyleriyle kaplı incecik kollarını biraz fazla sıkacak olsam eriyiverecek sanırım.


Ayvacık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çanakkale iline bağlı ilçelerden biri

2. Samsun iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ayva'cığı

ayvadana
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yüksekliği 15-70 santimetre, sık tüylü, soluk sarı çiçekli, çok yıllık ve otsu bir bitki (Achillea nobilis)


Lisan : Rumca

ayvalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayva ağaçlarının çok bulunduğu yer

Örnek:

1. Merkeplere atladılar, şeftali bahçelerinden geçtikten sonra tımar görmemiş sık, gür bir ayvalığa daldılar.

1. Merkeplere atladılar, şeftali bahçelerinden geçtikten sonra tımar görmemiş sık, gür bir ayvalığa daldılar.


Ayvalık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : a'yvalığı

ayvan
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Eyvan


ayvayı yemek
Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , kötü duruma düşmek, işi bozulmak

Örnek:

1. Ortak bir kaderimiz var biz kadınların, sonunda ayvayı yiyen biz oluyoruz.

1. Ortak bir kaderimiz var biz kadınların, sonunda ayvayı yiyen biz oluyoruz.


ayvaz
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Koca, erkek, eş

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Savaş gemilerinde çalışan cerrah yardımcısı

3. tarih , tarih , tarih , tarih , Büyük konaklarda mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak


ayvaz, kasap hep bir hesap
Anlamı:

1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , `ha öyle ha böyle, ikisi de bir` anlamında kullanılan bir söz


ayvazlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayvazın görevi

Örnek:

1. Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin.

1. Uşaklık, ayvazlık istihkakın yokken bu rütbeye gelmişsin.


ayyar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Dolandırıcı


Lisan : Arapça ʿayyār

ayyar tilki art ayağından tutulur
Anlamı:

1. `işini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir` anlamında kullanılan bir söz


ayyarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dolandırıcılık


ayyaş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçkiye düşkün, içkici, içici, keş(II), küplü, bekri

Örnek:

1. Ayyaşlar, bol bol buzlu, buzsuz rakı içtiler.

1. Ayyaşlar, bol bol buzlu, buzsuz rakı içtiler.


Lisan : Arapça ʿayyāş

ayyaşlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayyaşlaşmak işi


ayyaşlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Ayyaş bir duruma gelmek


ayyaşlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayyaş olma durumu, bekrilik

Örnek:

1. Ayyaşlığımdan, sersemliğimden, aksiliğimden bütün müşterilerim, arkadaşlarım bizar oldular.

1. Ayyaşlığımdan, sersemliğimden, aksiliğimden bütün müşterilerim, arkadaşlarım bizar oldular.


ayyuk
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Göğün en yüksek yeri

2. Göğün kuzey yarım küresinde bulunan bir takımyıldızın en parlak yıldızı


Lisan : Arapça ʿayyūḳ

Telaffuz : ayyu:ku

ayyuka çıkmak
Anlamı:

1. ses yükselmek

Örnek:

1. Camlar çerçeveler parçalanıyor, küfürler ayyuka çıkıyordu.

1. Camlar çerçeveler parçalanıyor, küfürler ayyuka çıkıyordu.

2. dedikodu herkesçe duyulmak, yayılmak

Örnek:

1. Rezalet ayyuka çıktı, bütün İstanbul bundan bahsediyor.

1. Rezalet ayyuka çıktı, bütün İstanbul bundan bahsediyor.


az

İlgili Kelimeler:

az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı

Örnek:

1. Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu.

1. Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak


Az
Anlamı:

1. eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , eskimiş , eskimiş , kimya , kimya , Azot elementinin simgesi