92406 kayıt bulundu.
1. bir kimse, bir şey veya durumun özelliklerini, inceliklerini, ayrıntılarıyla anlatmak, uzun uzadıya anlatmak
1. Size bugün uzun uzadıya tafsilatını verecek değilim.
1. Size bugün uzun uzadıya tafsilatını verecek değilim.
1. ayrıntılar üzerinde durmak
1. Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım.
1. Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayrıntılı
1. Rakamların bana bildirdiği haberi, bu ses, daha tafsilatlı olarak kulağıma haykırıp durmaktadır.
1. Rakamların bana bildirdiği haberi, bu ses, daha tafsilatlı olarak kulağıma haykırıp durmaktadır.
1. isim , isim , isim , isim , Bir tür sert, ipekli kumaş
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kumaştan yapılmış
1. Söylemeyi unuttum, ben sana gri tafta çarşafımı verecektim, daha yirmi gün evvel yaptırdım ve hiç giymedim.
1. Söylemeyi unuttum, ben sana gri tafta çarşafımı verecektim, daha yirmi gün evvel yaptırdım ve hiç giymedim.
Lisan : Farsça tāfte
Telaffuz : ta'fta
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Beslenme
Lisan : Arapça taġaddī
Telaffuz : tagaddi:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Zorbalık
Lisan : Arapça taġallub
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Değişme, başkalaşma
1. Onun çehresindeki tagayyür, muhatabının gözünden de kaçmadı.
1. Onun çehresindeki tagayyür, muhatabının gözünden de kaçmadı.
Lisan : Arapça taġayyur
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma
Lisan : Arapça taġşīş
Telaffuz : tagşi:şi
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Değiştirme, başkalaştırma
2. Bozma
Lisan : Arapça taġyīr
Telaffuz : tağyi:ri
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Büyüme
1. Belediye bu tahaccümün önüne geçebilmek için 'sevgi yumağı projesi'ni hayata geçiriyor.
1. Belediye bu tahaccümün önüne geçebilmek için 'sevgi yumağı projesi'ni hayata geçiriyor.
Lisan : Arapça taḥaccum
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Taşlaşma, taş kesilme
Lisan : Arapça taḥaccur
tahaffuzhane
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Barınma, korunma
Lisan : Arapça taḥaffuẓ
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sefer sırasında, yolcu ve çalışanların arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların iyileştirilmeleri için büyük limanlara yakın kıyılara kurulmuş sağlık kuruluşu
Lisan : Arapça taḥaffuẓ + Farsça ḫāne
Telaffuz : tahaffuzha:ne
1. gerçekleşmek
1. Eşyam mektebe geldiği andan itibaren artık hayata benim için ebedî yalnızlık, ebedî yetimlik ikinci defa tahakkuk etmiş oluyordu.
1. Eşyam mektebe geldiği andan itibaren artık hayata benim için ebedî yalnızlık, ebedî yetimlik ikinci defa tahakkuk etmiş oluyordu.
1. kurum, kuruluş veya kişilerin herhangi bir konuda ödemesi gereken miktarı belirlemek
1. isim , isim , isim , isim , Baskı, zorbalık, hükmetme
1. Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?
1. Sen böyle karı tahakkümü altında mı kalacaksın?
Lisan : Arapça taḥakkum
1. baskı yapmak, zorbalık etmek, hükmetmek
1. İnsanoğulları birbirlerine tahakküm etmek arzusundan vazgeçmelidirler.
1. İnsanoğulları birbirlerine tahakküm etmek arzusundan vazgeçmelidirler.
1. isim , isim , isim , isim , Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması
2. İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma
1. Genç, tasavvurunun, tahammülünün fevkindeki bu hâllere karşı daima isyan ederdi.
1. Genç, tasavvurunun, tahammülünün fevkindeki bu hâllere karşı daima isyan ederdi.
Lisan : Arapça taḥammul
1. dayanmak, katlanmak, kaldırmak
1. Sanıyorum ki hep benim hatırım için bu hayata tahammül ediyor.
1. Sanıyorum ki hep benim hatırım için bu hayata tahammül ediyor.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Dayanılmaz
1. Bu iptidai dişi hassasiyetinin cazip ve tahammülfersa taraflarını zihnimde ayırmaya başladım.
1. Bu iptidai dişi hassasiyetinin cazip ve tahammülfersa taraflarını zihnimde ayırmaya başladım.
Lisan : Arapça taḥammul + Farsça -fersā
Telaffuz : tahammülfersa: