Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tabur

İlgili Kelimeler:

bir tabur, amele taburu

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Dört bölükten kurulan, bir binbaşının komutasındaki asker birliği

Örnek:

1. Gönderilecek askerin sekiz tabur olmasında büyük isabet vardır.

1. Gönderilecek askerin sekiz tabur olmasında büyük isabet vardır.

2. Küme, yığın, grup


taburcu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hastaneden çıkması kararlaştırılmış (hasta)


taburcu etmek
Anlamı:

1. doktor hastayı yatarak tedavi gerekmediğinde hastaneden çıkarmak

Örnek:

1. Kızımı bugün taburcu ettiler. Hamdolsun hiçbir şeyi kalmadı.

1. Kızımı bugün taburcu ettiler. Hamdolsun hiçbir şeyi kalmadı.


taburculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Taburcu olma durumu


tabure
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sırt ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle

Örnek:

1. Ocağın yanına bir tabure çekip bileziklerini şıngırdata şıngırdata çorbayı karıştırmaya devam etti.

1. Ocağın yanına bir tabure çekip bileziklerini şıngırdata şıngırdata çorbayı karıştırmaya devam etti.


Lisan : Fransızca tabouret

tabut
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ölünün içine konulduğu sandık biçiminde araç, sal(II), ölü salı

Örnek:

1. Kapının önünde bekleyen ufak bir cemaat gıcırdayan tabutu sallasırt ettiler.

1. Kapının önünde bekleyen ufak bir cemaat gıcırdayan tabutu sallasırt ettiler.

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , İçine yumurta konan uzun sandık


Lisan : Arapça tābūt

tabutluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Camide boş tabutların konulduğu yer

Örnek:

1. Mahalle camisinin tabutluğundan çıkarak kaçmaktayken peşlerine düşülür.

1. Mahalle camisinin tabutluğundan çıkarak kaçmaktayken peşlerine düşülür.

2. Ancak bir kişinin hareket etmeden ayakta durabileceği özel işkence bölmesi


tabütüvan
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Güç, kuvvet, takat

Örnek:

1. Gün kavuşurken Handune'nin de hararet derecesi artmış, tabütüvanı tamamen kesilmişti.

1. Gün kavuşurken Handune'nin de hararet derecesi artmış, tabütüvanı tamamen kesilmişti.


Lisan : Farsça tāb + tuvān

Telaffuz : ta:bütüva:nı

tabya

İlgili Kelimeler:

yıldız tabya

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Bir bölgeyi savunmak için yapılan ve silahlarla güçlendirilen yapı


Lisan : Arapça taʿbiye

Telaffuz : ta'bya

taç

İlgili Kelimeler:

taç beyit, taç giyme töreni, taç kapı, taç yaprağı, taç yapraklı, baş tacı, çiçek tacı, diş tacı, Güneş tacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soyluluk, iktidar, güç veya hükümdarlık sembolü olarak başa giyilen, değerli taşlarla süslü başlık

Örnek:

1. Tahtlar, taçlar artık tarihe karıştı.

1. Tahtlar, taçlar artık tarihe karıştı.

2. Gelinlerin başlarına takılan süs

3. Genellikle göz düzeyinden yüksek mobilyaların üstlerindeki kabartmalı, oymalı, süslü bölüm

4. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Çiçeğin dıştan ikinci halkasında bulunan yaprakların hepsi

5. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bazı tarikatlarda şeyhlerin giydikleri başlık


Lisan : Arapça tāc

Telaffuz : ta:cı

taç

İlgili Kelimeler:

taç atışı

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Yan


Lisan : İngilizce touch

taç atışı
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Futbolda taca çıkan topun, karşı takım oyuncusu tarafından elle baş üzerinden geçirilip arkadan öne doğru oyun alanına atılması, yan atışı


taç beyit
Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Gazelin en güzel beyti, şah beyit


taç giyme töreni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hükümdar olacak kimsenin başına tacını giydirerek hükümdarlığının resmen ilanı amacıyla düzenlenen tören

Örnek:

1. Eskiden Alman kayzerlerinin taç giyme töreni Frankfurt'ta yapılırdı.

1. Eskiden Alman kayzerlerinin taç giyme töreni Frankfurt'ta yapılırdı.


taç giymek
Anlamı:

1. tahta çıkmak

2. kral veya kraliçe seçilmek


taç kapı
Anlamı:

1. isim , isim , mimarlık , mimarlık , isim , isim , mimarlık , mimarlık , Büyük bir yapının görkemli biçimde süslenmiş girişi


taç yaprağı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Tacı oluşturan yaprakçıklardan her biri


taç yapraklı

İlgili Kelimeler:

ayrı taç yapraklılar, bitişik taç yapraklılar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Taç yaprakları olan


Tacik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tacikistan Cumhuriyeti'nde yaşayan halk ve bu halkın soyundan olan kimse


Özel: Evet

Lisan : Farsça tācik

Telaffuz : ta:ciği

Tacikçe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tacik dili

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu Türkçeyle yazılmış olan


Özel: Evet

tacil
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hızlandırma, çabuklaştırma, tezleştirme


Lisan : Arapça taʿcīl

Telaffuz : ta:ci:li

tacil etmek
Anlamı:

1. hızlandırmak, çabuklaştırmak, tezleştirmek


tacir

İlgili Kelimeler:

umut taciri

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Ticaretle uğraşan kimse, tüccar

Örnek:

1. İhtiyar tacir kâtibine bir şeyler yazdırtıyordu.

1. İhtiyar tacir kâtibine bir şeyler yazdırtıyordu.


Lisan : Arapça tācir

Telaffuz : ta:cir

taciz

İlgili Kelimeler:

taciz ateşi, cinsel taciz

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tedirgin etme, rahatsız etme


Lisan : Arapça taʿcīz

Telaffuz : ta:ciz

taciz ateşi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hasmı tedirgin etmek için silahla açılan ateş