Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
tabanca boyası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabanca ile yapılan boya


tabanca cilası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabanca ile püskürterek yapılan cila


tabancalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tabancası olan


tabancasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tabancası olmayan


tabancaya davranmak
Anlamı:

1. ateş etmek için tabancayı bulunduğu yerden almaya kalkışmak

Örnek:

1. Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına.

1. Tabancasına davranmaya vakit kalmadan sıkışıverdi kalabalığın ortasına.


tabanı yarık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , argo , argo , sıfat , sıfat , argo , argo , Korkak, güven vermeyen (kimse)

Örnek:

1. Olur a! Ağası belki sılaya gitmiştir, yerine tabanı yarık biri gelmiştir, ona da mektubu emniyet edememiştir.

1. Olur a! Ağası belki sılaya gitmiştir, yerine tabanı yarık biri gelmiştir, ona da mektubu emniyet edememiştir.


tabanları kaldırmak
Anlamı:

1. koşarak kaçmak

Örnek:

1. Ziver sanki canı çok yanmışçasına -Vay anam- diye bir çığlık kopardı ve tabanları kaldırıp kaçıyor gibi yaptı.

1. Ziver sanki canı çok yanmışçasına -Vay anam- diye bir çığlık kopardı ve tabanları kaldırıp kaçıyor gibi yaptı.


tabanları patlamak
Anlamı:

1. çok yürümekten, çok ayakta durmaktan aşırı yorulmak


tabanları yağlamak
Anlamı:

1. alay yollu , alay yollu , alay yollu , alay yollu , uzak bir yere yayan gitmeye hazırlanmak

2. hızlıca koşmak, kaçmak

Örnek:

1. En iyisi, çantayı da tabancayı da atıp tabanları yağlamaktı.

1. En iyisi, çantayı da tabancayı da atıp tabanları yağlamaktı.


tabanlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tabanı olan


tabanlık

İlgili Kelimeler:

düztabanlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzerine rayların yerleştirildiği, yere enine konulmuş demir veya ağaç parçaların her biri, travers

2. Ayağın rahat etmesi için ayakkabı içine yerleştirilen, keçe, deri veya kumaş parçası


tabansız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tabanı olmayan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yüreksiz, ödlek

Örnek:

1. Amma da tabansızmışlar ha ... Bir kaçış kaçtılar, hâlâ da kaçıyorlar galiba.

1. Amma da tabansızmışlar ha ... Bir kaçış kaçtılar, hâlâ da kaçıyorlar galiba.


tabansızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabansız olma durumu

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Korkaklık, yüreksizlik

Örnek:

1. Bu kadar tabansızlık olur mu?

1. Bu kadar tabansızlık olur mu?


tabanvay
Anlamı:

1. zarf , zarf , şaka yollu , şaka yollu , zarf , zarf , şaka yollu , şaka yollu , Yayan


Lisan : Türkçe taban + İngilizce way

tabasbus
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yaltaklık


Lisan : Arapça tabaṣbuṣ

tabasbus etmek
Anlamı:

1. yaltaklanmak

Örnek:

1. Karşısına çıkana tabasbus edecek, el pençe divan duracak değil a!

1. Karşısına çıkana tabasbus edecek, el pençe divan duracak değil a!


tabela

İlgili Kelimeler:

tabela bahis

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret veya resim bulunan, tahta veya sac parçası, levha

Örnek:

1. Birinci kata çıkıyorum, tabelalara bakıyorum, aradığımı bulamıyorum.

1. Birinci kata çıkıyorum, tabelalara bakıyorum, aradığımı bulamıyorum.

2. Hastane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge

3. Hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt


Lisan : İtalyanca tabella

Telaffuz : tabe'la, l ince okunur

tabela bahis
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , At yarışlarında üzerine bahis konulan koşuda ilk dört sırayı paylaşan atları sıralı veya sırasız olarak doğru tahmin etme biçiminde oynanan oyun


tabelacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabela yazan kimse


tabelacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabelacının işi


tabelalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tabelası olan


tabelasız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tabelası olmayan


tabetme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tabetmek işi


tabetmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Basmak


Lisan : Arapça ṭabʿ + Türkçe etmek

Telaffuz : ta'betmek

tabi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bağımlı

Örnek:

1. Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu.

1. Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu.


Lisan : Arapça tābiʿ

Telaffuz : ta:bi