92406 kayıt bulundu.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz
1. Ta karşıda büyükannenin evine kadar götürdüler.
1. Ta karşıda büyükannenin evine kadar götürdüler.
Lisan : Farsça tā
Telaffuz : ta:
1. yeter ki, sonunda
1. Sana boyun eğdim, ta ki bugüne kadar.
1. Sana boyun eğdim, ta ki bugüne kadar.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Şaşma
Lisan : Arapça taʿaccub
1. hayrete düşmek, hayrette kalmak, şaşmak
1. Pek taaccüp ettim, niye mücrim telakki olunacakmış?
1. Pek taaccüp ettim, niye mücrim telakki olunacakmış?
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çoğalma, sayısı artma
Lisan : Arapça taʿaddud
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kokuşma, pis kokma
Lisan : Arapça taʿaffun
taahhütname
1. isim , isim , isim , isim , Bir şey yapmayı üstüne alma, üstlenme
1. Taahhüt işini ortağıma havale ettim.
1. Taahhüt işini ortağıma havale ettim.
Lisan : Arapça taʿahhud
1. üstlenmek
1. Ayda bir, bir şeyler yazmayı taahhüt ederim.
1. Ayda bir, bir şeyler yazmayı taahhüt ederim.
taahhütlü mektup, iadeli taahhütlü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Taahhüt edilmiş, üstlenilmiş olan
2. Alındılı
1. isim , isim , isim , isim , Kayba uğramadan yerine ulaştırılması posta idaresi tarafından kayda alınarak üstlenilmiş olan mektup
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi yapmayı üstüne aldığını bildiren yazılı kâğıt
Lisan : Arapça taʿahhud + Farsça nāme
Telaffuz : taahhütna:me
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İlgisi olma, ilgisi bulunma, ilgi, ilinti
Lisan : Arapça taʿalluḳ
Telaffuz : l ince okunur
1. ilgili bulunmak, ilgili olmak, ilgilendirmek
1. Bu iş benim hayatımın felaketine taalluk ediyor.
1. Bu iş benim hayatımın felaketine taalluk ediyor.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Hısımlar, yakınlar
Lisan : Arapça taʿalluḳāt
Telaffuz : taalluka:tı, l ince okunur
cennet taamı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yemek, yiyecek
1. Yemekte salçalı bir taam vardı.
1. Yemekte salçalı bir taam vardı.
Lisan : Arapça ṭaʿām
Telaffuz : taa:mı
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Kasten
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , İşlenecek bir suçu önceden planlayarak, planlı bir biçimde, tasarlayarak
Lisan : Arapça taʿammuden
Telaffuz : taammü'den
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yayılma, genelleşme
Lisan : Arapça taʿammum
1. yayılmak, genelleşmek
1. Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir.
1. Bu oyun oldukça geniş bir sahada taammüm etmiştir.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir işi veya suçu bile bile, tasarlayarak yapma
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , İşlenecek bir suçun daha önceden tasarlanması
Lisan : Arapça taʿammud
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Direnme, ayak direme, inat etme, direnim
Lisan : Arapça taʿannud