Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
suyukçuluk
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Organizmadaki hastalık belirtilerini suyukların bozukluğuna bağlayan tıp öğretisi


süyüm
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İğneye geçirilen bir sap iplik


süyüm süyüm
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Siyim siyim


suyun akıntısına gitmek
Anlamı:

1. olayların veya durumun gelişmesine göre davranmak, uymak

Örnek:

1. Bunlarda sezilen intibakçı hatta biraz suyun akıntısına giden ruh, Ayşe'nin mizacına pek uymuştu.

1. Bunlarda sezilen intibakçı hatta biraz suyun akıntısına giden ruh, Ayşe'nin mizacına pek uymuştu.


suyun başı
Anlamı:

1. suyun çıktığı yer, kaynak

2. bir işin asıl yetkililerinin bulunduğu yer

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , en çok yarar sağlanacak yer


suyuna gitmek
Anlamı:

1. suyunca gitmek


suyuna tirit
Anlamı:

1. baştan savma, değersiz, özensiz


suyunca gitmek
Anlamı:

1. bir kimseyi sinirlendirmeyecek biçimde davranmak


suyunu almak
Anlamı:

1. kaynatılan yiyeceğin suyunu ayırmak


suyunu çekmek
Anlamı:

1. yemek kaynayıp suyu kalmamak

2. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , tükenmek

Örnek:

1. Paralar suyunu çekti. Fabrika da olduğu gibi Nihat'a geçti.

1. Paralar suyunu çekti. Fabrika da olduğu gibi Nihat'a geçti.


suyunun suyu
Anlamı:

1. tavşanın suyunun suyu


şüyuu vukuundan beter
Anlamı:

1. `bir şeyin dedikodusunun yapılması, onun gerçekleşmesinden daha kötüdür` anlamında kullanılan bir söz


süzdürme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süzdürmek işi


süzdürmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Süzme işini yaptırmak


süzebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süzebilmek işi


süzebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Süzme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Süzmeye gücü yetmek


süzek
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Süzgeç

2. sinema , sinema , sinema , sinema , Işığın önüne konulan, ince kumaş veya tülden yarı saydam yayındırıcı


suzeni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kasnağa gerilmiş kumaşa iğne veya tığla yapılan bir nakış türü

Örnek:

1. Tülbent üzerine suzeni işinde büyük bir ustalıkla muvaffakiyetler gösterdiğinden bahsedenler vardı.

1. Tülbent üzerine suzeni işinde büyük bir ustalıkla muvaffakiyetler gösterdiğinden bahsedenler vardı.


Lisan : Farsça sūzen + Arapça -ī

Telaffuz : su:zeni:

süzgeç

İlgili Kelimeler:

süzgeç gagalılar, çobansüzgeci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvıları süzmeye yarayan araç, süzek

2. Bir akışkandaki yabancı maddeleri süzüp ayıran alet veya aletlerden oluşan düzenek, süzek, filtre

3. Sulama kovasının ucuna takılan, küçük delikli metal parça


süzgeç gagalılar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Ördek, kaz, flaman vb. perde ayaklı kuşları içine alan alt takım


süzgeçleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süzgeçlemek işi


süzgeçlemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Süzgeçten geçirmek


süzgeçli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Süzgeci olan


süzgeçten geçirmek
Anlamı:

1. ayrıntılı bir biçimde incelemek

Örnek:

1. Genç şair ile hanım ilk anlarda birbirlerini tepeden ayağa süzgeçten geçirdiler.

1. Genç şair ile hanım ilk anlarda birbirlerini tepeden ayağa süzgeçten geçirdiler.


süzgü
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Delikli çanak

2. Balıkçı kepçesi

3. Fide sulamak için tenekeden yapılan, ucunda süzgeci olan kap