Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
suvat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hayvan suvaracak yer


süven
Anlamı:

1. isim , isim , madencilik , madencilik , isim , isim , madencilik , madencilik , Bozuk ve gevşek arazide veya göçük açmada bağ direklerinin üst ve yanından arazi içine çakılarak sürülen ucu sivri direk veya kama


süveter
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle altına gömlek veya bluz giyilen kolsuz kazak


Lisan : Fransızca sweater

Telaffuz : süve'ter

süveyda
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kalbin ortasında var olduğuna inanılan siyah benek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kalpteki gizli günah


Lisan : Arapça suveydā

Telaffuz : süveyda:

süvme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süğme


süvmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Süğmek


suya düşmek
Anlamı:

1. bir şeyin gerçekleşme olasılığı kalmamak

Örnek:

1. Artık karşı koyma ümidi suya düşmüştü, harp her cephede kaybedilmişti.

1. Artık karşı koyma ümidi suya düşmüştü, harp her cephede kaybedilmişti.


suya göstermek
Anlamı:

1. hafifçe yıkamak


suya götürüp susuz getirmek
Anlamı:

1. herhangi bir işte akıl, zekâ, deneyim ve kurnazlıkla bir diğerini alt etmek


suya sabuna dokunmamak
Anlamı:

1. sakıncalı konularla ilgilenmemek, bunlardan söz etmemek

Örnek:

1. İyisi mi bir yazar, hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı.

1. İyisi mi bir yazar, hep suya sabuna dokunmayan yazılar yazmalı.

2. davranışlarını kimseyi incitmeyecek biçimde ayarlamak


suya salmak
Anlamı:

1. boşuna harcamak


süyek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cebire


suyolu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sutaş

2. Bazı kâğıtların dokusunda bulunan, ışığa tutulduğunda görülebilen çizgi, resim veya yazı, filigran

3. Kâğıt üzerine konulan noktaların aralarını çizgilerle birleştirerek oynanan bir çocuk oyunu

Örnek:

1. Biz, suyolu oynar gibi kasabanın dar ve karışık sokaklarında...

1. Biz, suyolu oynar gibi kasabanın dar ve karışık sokaklarında...


Telaffuz : su'yolu

şüyu

İlgili Kelimeler:

izaleişüyu

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Herkesçe duyulma, yayılma


Lisan : Arapça şuyūʿ

Telaffuz : şüyu:

suyu baştan (veya başından) kesmek
Anlamı:

1. işin aslı üzerinde kesin bir şey söyleyip ayrıntılarını konuşmaya gerek duymamak


şüyu bulmak
Anlamı:

1. herkes tarafından duyulmak, yayılmak


suyu çıkmak
Anlamı:

1. çok söz edildiği veya üzerinde yerli yersiz durulduğu için değerini yitirmek, önemsizleşmek

Örnek:

1. Bizim sanatçının muayene raporları işinin suyu çıktı. Raporlar birbirini tutmadı.

1. Bizim sanatçının muayene raporları işinin suyu çıktı. Raporlar birbirini tutmadı.


Ön Takı : (bir şeyin)

suyu getiren de bir, testiyi kıran da
Anlamı:

1. testiyi kıran da bir, suyu getiren de


suyu görünce teyemmüm bozulur
Anlamı:

1. `bir zorunluluk dolayısıyla yapılmakta olan bir işin, bu zorunluluk ortadan kalktığında gereği gibi yapılmak için yeni baştan ele alınması gerekir` anlamında kullanılan bir söz


suyu ısınmak (veya kaynamak)
Anlamı:

1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , işbaşından uzaklaştırılması yakın olmak

2. kötü son yaklaşmak veya gelmek


suyu kesilmiş değirmene dönmek
Anlamı:

1. işlemez, yararsız duruma gelmek


suyu mu çıktı?
Anlamı:

1. `beğenilmeyecek nesini gördün?` anlamında kullanılan bir söz


Ön Takı : (bir yerin veya bir şeyin)

suyu nereden geliyor?
Anlamı:

1. `bir işi görmek için harcanan para hangi kaynaktan sağlanıyor?` anlamında kullanılan bir söz


suyu seli kalmamak
Anlamı:

1. sulu yemek kaynaya kaynaya suyu azalmak


suyuk
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Organizmanın kan, lenf vb. sıvı bölümü