Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
şuurlandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bilinçlendirilmek


şuurlandırış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilinçlendiriş


şuurlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilinçlendirme


şuurlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bilinçlendirmek


şuurlanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilinçleniş


şuurlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilinçlenme


şuurlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bilinçlenmek


şuurlu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilinçli

Örnek:

1. Şuurlu bir anlayışla olmaksızın, ben de ister istemez aynı havaya kapılmıştım.

1. Şuurlu bir anlayışla olmaksızın, ben de ister istemez aynı havaya kapılmıştım.


şuurluluk
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Bilinçlilik


şuursuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilinçsiz

Örnek:

1. O, şehvani bir galibiyetle bana hükmediyor, ben de şuursuz bir arzu ile ona bağlanıyordum.

1. O, şehvani bir galibiyetle bana hükmediyor, ben de şuursuz bir arzu ile ona bağlanıyordum.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bilinçsiz bir biçimde

Örnek:

1. İdraksiz, şuursuz geçen günlerimiz için teessüfler edeceksiniz.

1. İdraksiz, şuursuz geçen günlerimiz için teessüfler edeceksiniz.


şuursuzca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , zarf , zarf , sıfat , sıfat , zarf , zarf , Bilinçsizce


Telaffuz : şuursu'zca

şuursuzlaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilinçsizleşebilme


şuursuzlaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bilinçsizleşebilmek


şuursuzlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bilinçsizleşme


şuursuzlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bilinçsizleşmek


şuursuzluk
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Bilinçsizlik

Örnek:

1. Avrupa'da üslup şuursuzluğu denilen bir devir 1870 senesine kadar sürdü.

1. Avrupa'da üslup şuursuzluğu denilen bir devir 1870 senesine kadar sürdü.


süvari

İlgili Kelimeler:

süvari alayı, süvari bölüğü, süvari polisi, süvari sınıfı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atlı

2. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , Atlı asker

Örnek:

1. Bir sabah süvarilerimizin şehre girdiği işitildi.

1. Bir sabah süvarilerimizin şehre girdiği işitildi.

3. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Ticaret gemilerinde kaptanlık yapan kimse

Örnek:

1. Gemi istim üstünde, kalkması yakın. Demir almak için süvari bekleniyordu.

1. Gemi istim üstünde, kalkması yakın. Demir almak için süvari bekleniyordu.


Lisan : Farsça sevārī

Telaffuz : süva:ri

süvari alayı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Atlı askerlerden oluşan alay


süvari bölüğü
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Altı askerlerden oluşan bölük

Örnek:

1. Şehre giren kuvvetlerimiz iki süvari bölüğünden ibaretmiş.

1. Şehre giren kuvvetlerimiz iki süvari bölüğünden ibaretmiş.


süvari polisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Atlı polis


süvari sınıfı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Harekât ve manevra yeteneğini at üstünde gerçekleştiren, aynı zamanda piyade gibi de görev yapan askerî sınıf


süvarilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Süvari olma durumu

2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Pantolonun dizine ve arkasına konulan parça


suvarım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir suvarmada veya sulamada verilen su miktarı


suvarma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Suvarmak işi


suvarmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Hayvana su vermek, su içirmek

Örnek:

1. Bülbülü suvardım altın tasınan / Gurbete yolladım kara yasınan

1. Bülbülü suvardım altın tasınan / Gurbete yolladım kara yasınan