92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Taşınır veya taşınmaz üzerinde doğrudan doğruya egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar
1. sonuç bakımından fark etmemek, aynı sonuca varmak
1. Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından, sonuç aynı kapıya çıkardı.
1. Talihin aşırısı da insanı eninde sonunda aptallaştırdığından, sonuç aynı kapıya çıkardı.
1. kameranın çektiği görüntü içinde birlikte bulunmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , farklı konumlara sahip kişiler bir olay sırasında beklenmedik bir biçimde birlikte bulunmak
1. kötü sonları birbirine benzer olan
1. O haspa da aynı yolun yolcusu, elbet birbirlerini kollayacaklar.
1. O haspa da aynı yolun yolcusu, elbet birbirlerini kollayacaklar.
2. kaderleri, düşünceleri, davranışları birbirine benzer olan
1. Bu inanç aynı yolun yolcusu olmak niteliğini yitirecek ve siyasal rekabete dönüşecektir.
1. Bu inanç aynı yolun yolcusu olmak niteliğini yitirecek ve siyasal rekabete dönüşecektir.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Hem de, bununla birlikte
1. Buna aynı zamanda burjuvazinin zaafının alameti olarak bakmak lazımdır.
1. Buna aynı zamanda burjuvazinin zaafının alameti olarak bakmak lazımdır.
2. Aynı anda
1. Herkesi aynı zamanda memnun etmenin yolu yok herhâlde.
1. Herkesi aynı zamanda memnun etmenin yolu yok herhâlde.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Birleşikgillerden, çiçekleri sarı renkli bir kır bitkisi (Calendula arvensis)
Lisan : Arapça ʿayn + ṣafā
Telaffuz : a'ynısefa:
aynısının tıpkısı, tıpkısının aynısı
1. zamir , zamir , zamir , zamir , Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik göstereni, benzeri, tıpkısı
1. Bana göstereceğin saygının aynısını yengene göstermek zorundasın.
1. Bana göstereceğin saygının aynısını yengene göstermek zorundasın.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Aynılık
Lisan : Arapça ʿayniyyet
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aynen
1. Dimağlar da aynıyla hazım cihazı gibi kendisine verilen yemeğin ihtiyaca müsait olan kısmını alır, diğerini tart ve ihraç eder.
1. Dimağlar da aynıyla hazım cihazı gibi kendisine verilen yemeğin ihtiyaca müsait olan kısmını alır, diğerini tart ve ihraç eder.
Telaffuz : aynı'yla
1. tamı tamına olan, olduğu gibi gerçekleşen
1. Eğer mektubun muhtevası aynıyla vaki ise okuyucumun bu iki suali büyük bir hayretle sormakta hakkı var.
1. Eğer mektubun muhtevası aynıyla vaki ise okuyucumun bu iki suali büyük bir hayretle sormakta hakkı var.
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom sayısı 99 olan, uranyumun sürekli ısınmasıyla veya termonükleer tepkimeler sırasında oluşan yapay element (simgesi Es)
Lisan : (fizikçi Einstein özel adından)
Telaffuz : aynştay'nyum
1. ünlem , ünlem , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , ünlem , ünlem , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Genellikle kadınların kullandığı bir seslenme sözü
1. Ayol, bu kaçıncı duruş?
1. Ayol, bu kaçıncı duruş?
Telaffuz : a'yol
köşeli ayraç, yay ayraç
1. isim , isim , isim , isim , Cümle içinde geçen bir sözü, metin dışı tutmak için o sözün başına ve sonuna getirilen yay veya köşeli biçimde işaret, parantez
2. Kalınan sayfayı belirlemek amacıyla kitapların arasına konulan ince, uzun karton parçası, bellik