Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
aylakçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aylakçı olma durumu

2. İşsizlik, avarelik


aylaklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aylak olma durumu, işsizlik, avarelik

Örnek:

1. Çalışmaktan yorulunca böyle geçici aylaklıklarla dinleniyorum.

1. Çalışmaktan yorulunca böyle geçici aylaklıklarla dinleniyorum.


aylaklık etmek
Anlamı:

1. boş durmak, boş oturmak, işsiz güçsüz dolaşmak, çalışmamak


aylama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aylamak işi


aylamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , -i , -i , halk ağzında , halk ağzında , Beklemek

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sürmek, devam etmek

3. -de , -de , -de , -de , Ayı dolduran bir süre geçirmek, aylarca kalmak


aylandız
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kokar ağaç


Telaffuz : Çince Ailanto'dan

aylanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aylanmak işi


aylanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Bir yerin çevresinde dolanmak


aylarca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çok uzun bir süre

Örnek:

1. Başlanmış bir şiir, bazen aylarca bekler cebimde.

1. Başlanmış bir şiir, bazen aylarca bekler cebimde.


Telaffuz : ayla'rca

aylı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerinde ay biçimi bulunan

Örnek:

1. Üzerlerinde kırmızı aylı beyaz bayrakların sallandığı geniş çadırların önünde öteye beriye gidip gelen doktorlar dolaşıyor.

1. Üzerlerinde kırmızı aylı beyaz bayrakların sallandığı geniş çadırların önünde öteye beriye gidip gelen doktorlar dolaşıyor.

2. Ay ışığı olan, mehtaplı

Örnek:

1. Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu.

1. Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Gebe


aylığa geçmek
Anlamı:

1. çalışması karşılığı olarak her ay belirli bir para alınacak bir işe başlamak, maaşa geçmek

2. gündelikten veya ücretten kadroya geçmek


aylığına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir ay için


aylık

İlgili Kelimeler:

onbiraylık, üç aylık, emekli aylığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş

Örnek:

1. Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık.

1. Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir ay içinde olan

Örnek:

1. Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı.

1. Aylık ücretin ödenmesi de garip bir biçim almıştı.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir ay süren, mahiye

Örnek:

1. Aylık iş.

1. Aylık iş.

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ayda bir kez yapılan veya çıkan

Örnek:

1. Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.

1. Aylık toplantı. Aylık rapor. Aylık dergi.

5. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Belirli aydan beri var olan

Örnek:

1. Üç aylık çocuk.

1. Üç aylık çocuk.

6. zarf , zarf , zarf , zarf , Bir ay için


aylık almak
Anlamı:

1. bir aylık çalışma karşılığında para almak


aylık bağlamak
Anlamı:

1. emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için belirli bir parayı ödemeyi üstlenmek, maaş bağlamak


aylık vermek
Anlamı:

1. aylık olarak üstlenilen parayı ödemek, maaş vermek


aylıkçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aylıkla çalışan kimse

2. Başka geliri olmayıp yalnız aldığı aylıkla geçinen kimse


aylıkçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aylıkçı olma durumu


aylıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aylık alan (kimse), maaşlı

Örnek:

1. Aylıklı bakıcısı varmış kuşların.

1. Aylıklı bakıcısı varmış kuşların.

2. Karşılığı aylıkla ödenen

Örnek:

1. Aylıklı bir iş.

1. Aylıklı bir iş.


aylıksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aylık almayan (kimse), maaşsız


ayma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aymak işi


aymak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak

Örnek:

1. Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım.

1. Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım.

2. -i , -i , mecaz , mecaz , -i , -i , mecaz , mecaz , Gerçeği anlamak


aymaz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı, gafil, bilgisiz


aymazlaşabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aymazlaşabilmek işi


aymazlaşabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aymazlaşma ihtimali veya imkânı bulunmak