Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
söz dağarcığı
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Söz varlığı


söz dalaşı
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Karşılıklı söz söyleme, sözle saldırma, polemik

2. Siyaset, bilim, edebiyat vb. alanlarda yapılan karşılıklı sözlü tartışma, polemik


söz dinlemek (veya tutmak)
Anlamı:

1. söylenen bir sözü, verilen bir öğüdü benimsemek, davranışlarını bunlara uydurmak


söz dizimi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir cümleyi oluşturan kelime türlerinin arasındaki ilişkileri inceleyen ve sınıflamalar yapan dil bilgisi kolu, cümle bilgisi, tümce bilgisi, nahiv, sentaks


söz dizimsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Söz dizimi ile ilgili olan, sentaktik


söz düellosu
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İki kişi arasında sözle yapılan tartışma, söz yarışı


söz düşmemek
Anlamı:

1. başkalarının konuşmasından kendisine sıra gelmemek

2. başkaları dururken kendisinin söz söylemesine gereklik bulunmamak

Örnek:

1. Bu toplantıda büyüklere söz düşmüyor.

1. Bu toplantıda büyüklere söz düşmüyor.

3. birinin söz hakkı olmamak


söz düşürmek
Anlamı:

1. konuşmayı belli bir konuya getirmek


söz ebeliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Laf ebeliği


söz ebesi
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Laf ebesi


söz ehli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Konuşması istekle, zevkle dinlenen (kimse)


söz etmek
Anlamı:

1. bir şey üzerine konuşmak

Örnek:

1. Dilin çağdaş kadın yazara hazırladığı tuzaklardan söz etmişti.

1. Dilin çağdaş kadın yazara hazırladığı tuzaklardan söz etmişti.

2. bir şeyin dedikodusunu yapmak


söz geçirmek
Anlamı:

1. söylediğini, istediğini yaptırmak

Örnek:

1. Düğün sahipleri onlara söz geçiremediler.

1. Düğün sahipleri onlara söz geçiremediler.

2. Her seferinde kalbine söz geçirerek zaaflarını denetleyebiliyordu.

2. Her seferinde kalbine söz geçirerek zaaflarını denetleyebiliyordu.


Ön Takı : (birine veya bir şeye)

söz gelimi
Anlamı:

1. edat , edat , edat , edat , Söz gelişi


söz gelişi
Anlamı:

1. edat , edat , edat , edat , Bir düşünceyi açıklamak için örnek gösterileceğinde o örneğe giriş olarak söylenen bir söz, söz gelimi, söz misali, temsil, söz temsili, örneğin, mesela, bilfarz

Örnek:

1. Söz gelişi dün sırtında torbasıyla eskicilik yapan biri, bugün özel arabasıyla tiyatroya geliyor.

1. Söz gelişi dün sırtında torbasıyla eskicilik yapan biri, bugün özel arabasıyla tiyatroya geliyor.


söz gelmek
Anlamı:

1. bir davranışından dolayı eleştiriye konu olmak, yerilmek


Ön Takı : (birine)

söz getirmek
Anlamı:

1. birinin eleştirilmesine sebep olmak

2. bir kimseye söz gelmesine yol açmak

Örnek:

1. Hâlbuki bu münasebetsiz dedikodular mektebe de söz getirmeye başladı.

1. Hâlbuki bu münasebetsiz dedikodular mektebe de söz getirmeye başladı.


Ön Takı : (birine)

söz gösterisi
Anlamı:

1. isim , isim , televizyon , televizyon , isim , isim , televizyon , televizyon , Toplumun ilgisini çeken, çeşitli konuların ele alındığı, karşılıklı şaka ve takılmalarla süslenen program, tolkşov


söz götürmek
Anlamı:

1. doğruluğu ve gerçekliği tartışılabilir olmak

2. dedikodu yapmak

3. tahammül etmek, katlanmak


söz götürmez
Anlamı:

1. doğruluğu ve gerçekliği tartışılamayacak kadar açık olan, tersi savunulamayan


söz gümüşse sükût altındır
Anlamı:

1. `susmak bazen konuşmaktan daha iyi sonuç verir` anlamında kullanılan bir söz

Örnek:

1. Söz gümüşse sükût altındır diyen ben, yazmak hususunda da perhiz ediyorum.

1. Söz gümüşse sükût altındır diyen ben, yazmak hususunda da perhiz ediyorum.


söz hazinesi
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Söz varlığı


söz işitmek
Anlamı:

1. laf işitmek


söz kaldıramamak
Anlamı:

1. onuruna dokunan söze dayanamayıp karşılık verir yaradılışta olmak


söz karışıklığı
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Bir kelimenin yerine bir başkasını kullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu, kelime karışıklığı, parafazi