92406 kayıt bulundu.
soylu erki, soylu soplu, baba soylu, bey soylu, kent soylu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil, kerim
1. Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir.
1. Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir.
2. İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse), necip, kişizade, asil
1. İzmir'in varlıklı ve soylu ailelerinden birinin tek erkek çocuğu.
1. İzmir'in varlıklı ve soylu ailelerinden birinin tek erkek çocuğu.
3. Saygı uyandıran, yücelik taşıyan
1. Japonların soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi.
1. Japonların soylu ve çetin savaşçılık gururuna, bu eğiliş ağır geldi.
4. Soyu iyi nitelikli olan, iyi cins soydan gelen (at vb.)
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu yönetim biçimi, aristokrasi
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Köklü ve tanınmış bir aileden olan
baba soyluluk, kent soyluluk
1. isim , isim , isim , isim , Soylu olma durumu, asillik, asilzadelik, zadegânlık, asalet, asaletlilik, necabet
1. Toplumsal sınıf ayrışımı ve soyluluk pek az oyunda ele alınmıştır.
1. Toplumsal sınıf ayrışımı ve soyluluk pek az oyunda ele alınmıştır.
1. isim , isim , isim , isim , Soymak işi
1. Hariçten ortak hırsızlar bulup evimizi soymaya kalkar.
1. Hariçten ortak hırsızlar bulup evimizi soymaya kalkar.
1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin üzerinden kabuk, deri, zar vb.ni çıkarmak
1. Takkesini geçirmiş, entarisini kuşanmış, elma soyuyordu.
1. Takkesini geçirmiş, entarisini kuşanmış, elma soyuyordu.
2. Birinin giysilerini çıkarmak
1. Yaralıyı soyuyor ve ilk tedaviye başlıyorum.
1. Yaralıyı soyuyor ve ilk tedaviye başlıyorum.
3. Birinin üstünde, yanında veya bir yerde bulunan şeyleri çalarak alıp götürmek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Damarlı bitkilerin kök, gövde ve yapraklarında, ongun besi suyunu ileten borularla, yakın hücrelerden ve bunların arasını dolduran özek dokudan oluşan tabaka
2. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Çam ağacının çiğnenip emilen iç kabuğu ve bunu almak için ağacın gövdesine açılan yara, yalamuk
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Soyunun özelliklerini yitirmiş olan (kimse, bitki vb.), dejenere
2. Biyolojik ve toplumsal ölçüler yönünden göze batacak kadar kötüye giden (kimse), dejenere
1. Ağaç deyip geçme, onun da soylusu olur, soysuzu olur.
1. Ağaç deyip geçme, onun da soylusu olur, soysuzu olur.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötü tanınmış, ahlaksız
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Soysuz bir biçimde, soysuza yakışırcasına
Telaffuz : soysu'zca
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Biyolojik, toplumsal, doğal bozulmaya, dağılmaya uğramak, tefessüh etmek
2. Yaşama biçimi ve görevlerinde gerilemek, bozulmak, yozlaşmak, tefessüh etmek
1. isim , isim , isim , isim , Soysuz olma durumu
2. Soysuzca davranış
1. Meğer ne kadar soysuzluğa uğramışız.
1. Meğer ne kadar soysuzluğa uğramışız.
1. isim , isim , isim , isim , Söz ve davranışlarıyla halkı güldürüp eğlendiren kimse, maskara
1. Çirkin bir oyun bu. Soytarıların zaferinden tehlikeli sonuçlar çıkarıyorsunuz.
1. Çirkin bir oyun bu. Soytarıların zaferinden tehlikeli sonuçlar çıkarıyorsunuz.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hileci, yaltak kimse, kaşmer
Lisan : Arapça saʿterī
1. isim , isim , isim , isim , Soytarı olma durumu, kaşmerlik, maskaralık
2. Soytarıya yakışır davranış, kaşmerlik, maskaralık
1. Vergi kâtibinin yaradılışında biraz soytarılık vardı.
1. Vergi kâtibinin yaradılışında biraz soytarılık vardı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Soyma işine konu olmak
1. Küçük çocuğun gözü, soyulmuş bir taze badem gibi parladı.
1. Küçük çocuğun gözü, soyulmuş bir taze badem gibi parladı.
1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Soyunma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Soyunmaya gücü yetmek