92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Hayatın sonu
1. İnsan son nefesinde bile olsa ümidini kesmiyor, hayata daha canla başla sarılıyor.
1. İnsan son nefesinde bile olsa ümidini kesmiyor, hayata daha canla başla sarılıyor.
1. ölmek
1. Adam, iskelenin üstüne yığılmış, son nefesini verirken biçarenin şapkasını aşırmışlar.
1. Adam, iskelenin üstüne yığılmış, son nefesini verirken biçarenin şapkasını aşırmışlar.
1. `iş işten geçtikten sonra pişman olmanın yararı yoktur` anlamında kullanılan bir söz
son ses düşmesi
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bir kelime veya hecenin sonundaki ses
1. isim , isim , isim , isim , Söz sonundaki bir sesin yok olması
1. arıg > arı gibi.
1. arıg > arı gibi.
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Bazı edebî eserlerde yer alan son söz niteliğindeki bölüm, son deyiş, hatime, epilog
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kasım, teşrinisani
Lisan : Türkçe son + Arapça teşrīn
1. isim , isim , isim , isim , Bir meyve veya sebzenin mevsiminin sonunda alınan en son ürünü
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Son görev
1. Gamlı günümün son vazifesini de tamamladıktan sonra odama girmek üzereydim.
1. Gamlı günümün son vazifesini de tamamladıktan sonra odama girmek üzereydim.
1. bitirmek, sona erdirmek
1. Gevezeliklerine tam zamanında son vermişler.
1. Gevezeliklerine tam zamanında son vermişler.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Ölüm
1. Bu resimler son yolculuğuna uğurlanmakta olan Aylin'in fotoğraflarından sadece birkaçıydı.
1. Bu resimler son yolculuğuna uğurlanmakta olan Aylin'in fotoğraflarından sadece birkaçıydı.
1. son bulmak
1. Dağın patlatılması sona erince dolgu başlayacaktı.
1. Dağın patlatılması sona erince dolgu başlayacaktı.
1. `bir işte geç kalan istediği şeyi elde edemez` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Batmış olan nesnenin, yüzeye yakın balıkların yerini ve durumunu yansılanan ses dalgalarıyla belirleyen sistem
2. Bu sistemden yararlanılarak yapılmış, denizaltılarda kullanılan cihaz
Lisan : Fransızca sonar
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bir veya iki çalgı için yazılmış, üç veya dört bölümden oluşan müzik eseri
Lisan : Fransızca sonate
1. isim , isim , isim , isim , Kuzey yarım kürede eylül, ekim ve kasım aylarını içine alan süre, güz, hazan, bağ bozumu
1. Sonbahardı, suyun üstüne boyuna yapraklar düşüyordu.
1. Sonbahardı, suyun üstüne boyuna yapraklar düşüyordu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yaşlılık dönemi
Lisan : Türkçe son + Farsça bahār
Telaffuz : so'nbaha:rı
uzay sondası
1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Suyun herhangi bir noktadaki derinliğini ölçmek, dip tabakaların yapısını incelemek için kullanılan araç
2. Bir boşluğun içini yoklamaya yarayan uzunca ve ucu küt demir araç
3. tıp , tıp , tıp , tıp , Vücudun içinde birikip dışarı atılamayan sıvıyı çekmek veya vücuda sıvı vermek için kullanılan araç
Lisan : İtalyanca sonda
Telaffuz : so'nda
sondaj kuyusu
1. isim , isim , isim , isim , Sondalama
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bir durum, bir düşünce ile ilgili olarak yapılan yoklama, araştırma
1. Bu konudaki sondajları iyi oldu.
1. Bu konudaki sondajları iyi oldu.
Lisan : Fransızca sondage