sokulgan

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kısa sürede insanlarla kaynaşıp dost olabilen, kendini çabucak sevdiren

Örnek:

1. Kaçırmaktan korkar gibi pek hafif adımlar, pek sokulgan nazarlarla ona doğru yürüdü.

1. Kaçırmaktan korkar gibi pek hafif adımlar, pek sokulgan nazarlarla ona doğru yürüdü.

sokulganlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokulgan olma durumu

Örnek:

1. Hayvanın sokulganlığından cesaret alan bir başka kız da usulca yanına yaklaştı.

1. Hayvanın sokulganlığından cesaret alan bir başka kız da usulca yanına yaklaştı.

sokulma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokulmak işi

sokulmak fiil

Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Sokma işine konu olmak

2. Girmek

Örnek:

1. Yorganın altına sokulmak.

1. Yorganın altına sokulmak.

3. Yanaşmak, yaklaşmak

Örnek:

1. Aydınlık yüzlü bir kadın, bir mısır pişiricisine sokuldu, taze mısırlardan birisini işaret etti.

1. Aydınlık yüzlü bir kadın, bir mısır pişiricisine sokuldu, taze mısırlardan birisini işaret etti.

sökülme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sökülmek işi

sökülmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sökme işine konu olmak

Örnek:

1. Kitaplıklarım da oradan buradan sökülmüş, tahtalar sarkıyor.

1. Kitaplıklarım da oradan buradan sökülmüş, tahtalar sarkıyor.

2. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Parayı istemeyerek vermek, harcamak

sokulu

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sokulmuş olan

Örnek:

1. Tokmağın altındaki kilitte bir sarı pirinç anahtar sokulu idi.

1. Tokmağın altındaki kilitte bir sarı pirinç anahtar sokulu idi.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sokulmuş olarak

sokuluş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokulma işi

Örnek:

1. Hepsinin bir sokuluşu ve birbirini sevişi vardı ki...

1. Hepsinin bir sokuluşu ve birbirini sevişi vardı ki...

sökülüş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sökülme işi

sokuluverme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokuluvermek işi

sokuluvermek fiil

Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Çabucak sokulmak

Telaffuz : sokulu'vermek

sokum

İlgili Kelimeler:

kuyruk sokumu

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Lokma

2. Yufka ekmeğinden yapılan dürüm

söküm

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sökme işi

Örnek:

1. Pancar sökümü.

1. Pancar sökümü.

sökün

İlgili Kelimeler:

sökün avı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , `Birçok kişi veya şey birbiri ardından gelmek, görünmek` anlamlarına gelen sökün etmek birleşik fiilinde geçer

Örnek:

1. Akça kızlar sökün etti yurdundan / Koç yiğitler deli oldu derdinden

1. Akça kızlar sökün etti yurdundan / Koç yiğitler deli oldu derdinden

sökün avı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuşların, özellikle kekliklerin göç zamanı yapılan av

sokunma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokunmak işi

sokunmak fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Başa çiçek vb. takmak

söküntü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sökülen şeyin parçası

2. Ağaçlık yerden açılan tarla

söküp atmak

Anlamı:

1. gözden çıkarmak, kıymak, feda etmek

Örnek:

1. Kökü, ciğerimizin içini dolaşan bu filizi söküp atamıyoruz.

1. Kökü, ciğerimizin içini dolaşan bu filizi söküp atamıyoruz.

sokur

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Köstebek

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçeriye batmış

Örnek:

1. Sokur göz.

1. Sokur göz.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir gözü kör

Örnek:

1. Sokur hayvan.

1. Sokur hayvan.

sokuş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokma işi

söküş

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sökme işi

sokuşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokuşmak işi

sokuşmak fiil

Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Dar bir yere sokulmak

2. Usulcacık araya girmek

sokuşturabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sokuşturabilmek işi