Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
soğuk büfe
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı toplantılarda, ayakta yenilmek için soğuk yiyecek ve içeceklerle hazırlanmış masa


soğuk çalmak
Anlamı:

1. soğuk, bitkiye zarar vermek


soğuk çıkmak
Anlamı:

1. hava soğumak


soğuk dalgası
Anlamı:

1. isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , isim , isim , meteoroloji , meteoroloji , Soğuk havanın yoğun bir biçimde gelmesi


soğuk damga
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mürekkep kullanılmadan baskı ile yapılan kabartma damga


soğuk durmak
Anlamı:

1. ilgisiz, sevimsiz davranmak

Örnek:

1. Suat ilgilerine heyecanla karşılık vermiyor, biraz uzak ve soğuk duruyordu.

1. Suat ilgilerine heyecanla karşılık vermiyor, biraz uzak ve soğuk duruyordu.


soğuk duş etkisi yapmak
Anlamı:

1. ansızın bildirilen tatsız bir haber olumsuz bir tepki yaratmak


soğuk düşmek (veya kaçmak)
Anlamı:

1. söz, davranış vb. yersiz ve sevimsiz olmak

Örnek:

1. Bir cenaze alayında böyle bir latife az buçuk soğuk kaçmakla beraber pek yersiz de sayılmazdı.

1. Bir cenaze alayında böyle bir latife az buçuk soğuk kaçmakla beraber pek yersiz de sayılmazdı.


soğuk harp
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soğuk savaş


soğuk hava deposu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bozulabilen yiyeceklerin konulduğu, sürekli olarak soğutulan depo


soğuk ısırması
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soğuğun etkisiyle parmaklarda, kulak kenarlarında oluşan kırmızı, kaşındırıcı şiş


soğuk nevale
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnsanlara yaklaşmayan, söz veya davranışları soğuk olan sevimsiz kimse


soğuk renkler
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mavi, lacivert, mor ve bu renklerin tonları


soğuk şaka
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hoş karşılanmayan, yersiz nükte veya sözle yapılan şaka

Örnek:

1. Yoo sütnine, bak böyle soğuk şakalar istemem.

1. Yoo sütnine, bak böyle soğuk şakalar istemem.


soğuk savaş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Doğu ve Batı Bloklarının zaman zaman savaş çıkarma tehditlerinin bütün dünyada yarattığı gerginlik, soğuk harp

Örnek:

1. Soğuk savaşın bittiği ilk yıllardı emekliye ayrılış tarihi.

1. Soğuk savaşın bittiği ilk yıllardı emekliye ayrılış tarihi.

2. İki kişi arasında fazla belli edilmeden yaşanan çekişme


soğuk ter dökmek (veya basmak veya boşanmak)
Anlamı:

1. korkmak, heyecanlanmak, bunalmak, gerilmek

Örnek:

1. Safinaz kardeşini düşününce soğuk ter döktü.

1. Safinaz kardeşini düşününce soğuk ter döktü.

2. Hele ansızın alnını, bıyıklarının dibini ve ensesini basan soğuk ter, sinsi bir ölüm korkusunu içine yılan gibi akıtıyor.

2. Hele ansızın alnını, bıyıklarının dibini ve ensesini basan soğuk ter, sinsi bir ölüm korkusunu içine yılan gibi akıtıyor.

3. Elleri ayakları buz kesildi, soğuk bir ter boşandı bütün vücudundan.

3. Elleri ayakları buz kesildi, soğuk bir ter boşandı bütün vücudundan.


soğuk vurmak (veya yakmak)
Anlamı:

1. soğuk etkisiyle bitki kurumak


soğukça
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Soğuğa yakın

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (soğu'kça) Soğuk bir biçimde

Örnek:

1. Getir biraz para ver diye el açmak soğukça kaçıyor.

1. Getir biraz para ver diye el açmak soğukça kaçıyor.


soğukkanlı

İlgili Kelimeler:

soğukkanlı hayvanlar

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse), serinkanlı, itidal sahibi

Örnek:

1. Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı.

1. Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı.


Telaffuz : soğu'kkanlı

soğukkanlı hayvanlar
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Vücut ısıları yaşadıkları ortamın ısısına göre değişen hayvanlar

Örnek:

1. Balıklar, sürüngenler soğukkanlı hayvanlardandır.

1. Balıklar, sürüngenler soğukkanlı hayvanlardandır.


soğukkanlı olmak
Anlamı:

1. kolayca, öfke, telaş ve heyecana kapılmamak

Örnek:

1. Önce ince manevralar denedi ama soğukkanlı olamadığı için göze çarpıyordu.

1. Önce ince manevralar denedi ama soğukkanlı olamadığı için göze çarpıyordu.


soğukkanlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soğukkanlı olma durumu, serinkanlılık

Örnek:

1. Bütün suallere insanı hayrete düşürecek bir soğukkanlılıkla, alakasızlıkla cevaplar vermeye başlıyor.

1. Bütün suallere insanı hayrete düşürecek bir soğukkanlılıkla, alakasızlıkla cevaplar vermeye başlıyor.


soğuklama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soğuklamak işi


soğuklamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Üşüterek hastalanmak, soğuk almak

Örnek:

1. Yetmişi geçmiş, o hâline bakmadan geçende kahveye gitmiş, soğuklamış mı sana.

1. Yetmişi geçmiş, o hâline bakmadan geçende kahveye gitmiş, soğuklamış mı sana.


soğuklaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Soğuklaşmak işi