Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
şiveli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Nazlı, edalı

2. Konuşması şive özelliği taşıyan


Siverek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şanlıurfa iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : sive'reği

şivesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Konuşması şive özelliği taşımayan, ölçünlü dille konuşan

Örnek:

1. Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar.

1. Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar.


şivesizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şivesiz olma durumu


şıvgın
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Budanmış yaşlı ağaçların budanan yerlerinden çıkan taze sürgün, çıvgın

2. Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur, çıvgın


sıvı

İlgili Kelimeler:

sıvıölçer, sıvı yağ, amniyon sıvısı, beyin omurilik sıvısı

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bulunduğu kabın biçimini alabilen ve üstü yatay bir düzlem durumuna gelebilen akışkan cisim, mayi, likit


sıvı yağ
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Havanın normal sıcaklığında sıvı durumunda bulunan her türlü yağ


sıvık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yumuşak kıvamlı, suyu fazla

Örnek:

1. Sıvık hamur.

1. Sıvık hamur.


sıvıklaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvıklaştırmak işi


sıvıklaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıvık duruma getirmek


sivil

İlgili Kelimeler:

sivil idare, sivil polis, sivil savunma, sivil toplum, sivil yönetim

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Askerî olmayan

Örnek:

1. Sivil savunma.

1. Sivil savunma.

2. Asker sınıfından olmayan (kimse)

3. Özel bir biçimde olmayan, üniforma olmayan (giysi)

Örnek:

1. Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı.

1. Arkasında siyah şayaktan bir sivil elbise vardı.

4. Üniforma veya özel giysi giymemiş olan (kimse)

Örnek:

1. Çoğunlukla sivil insanları yadırgardım.

1. Çoğunlukla sivil insanları yadırgardım.

5. isim , isim , isim , isim , Resmî olmayan giysi

Örnek:

1. Hatta mektebi bitirebilmesinde biricik amil, bir avukatın yazıhanesinde saklı sivillerini giydi ve fırladılar.

1. Hatta mektebi bitirebilmesinde biricik amil, bir avukatın yazıhanesinde saklı sivillerini giydi ve fırladılar.

6. isim , isim , isim , isim , Sivil polis

7. argo , argo , argo , argo , Çıplak, çırılçıplak


Lisan : Fransızca civil

sivil idare
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sivil yönetim


sivil polis
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Emniyet teşkilatında görevi gereği üniformasız çalışan polis, sivil

Örnek:

1. Sivil polis daha fazla bir şey sormadı.

1. Sivil polis daha fazla bir şey sormadı.


sivil savunma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Barışta doğal afetlere karşı, savaşta sıcak çatışma içinde sivil halkı korumaya yönelik önlemler bütünü


sivil toplum

İlgili Kelimeler:

sivil toplum kuruluşu, sivil toplum örgütü

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Devletin denetimi altında olmayan, kararlarını bağımsız olarak vererek toplumsal etkinliklerde bulunan bireyler topluluğu


sivil toplum kuruluşu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toplumdaki çeşitli sorunları bağımsız olarak ele alıp kamuoyunu bilgilendirme ve aydınlatma görevi yapan, öneriler sunan her türlü birlik, sivil toplum örgütü


sivil toplum örgütü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sivil toplum kuruluşu


sivil yönetim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Askerî açıdan bağımlı olmayan yönetim biçimi, sivil idare


sıvılaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Sıvılaştırmak işi


sıvılaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , fizik , fizik , -i , -i , fizik , fizik , Bir gazı sıvı durumuna dönüştürmek


sivilce
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , İçinde irin bulunan küçük deri kabarcığı, en küçük çıban

Örnek:

1. Araya taraya gördüğünüz küçük bir sivilceye şirpençe adını takmışsınız.

1. Araya taraya gördüğünüz küçük bir sivilceye şirpençe adını takmışsınız.


sivilceli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sivilceleri olan (kimse)


sivilize
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Medenileşmiş, uygar

Örnek:

1. Hayatta gözlerini böyle yüksek bir muhitte açan Beatris'in ne kadar sivilize bir insan olacağı kolayca tasavvur buyrulur.

1. Hayatta gözlerini böyle yüksek bir muhitte açan Beatris'in ne kadar sivilize bir insan olacağı kolayca tasavvur buyrulur.


Lisan : Fransızca civilisé

sivilleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sivilleşmek durumu


sivilleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sivil duruma gelmek