Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sıvanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvanma işi


sıvanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvanmak işi


sıvanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir işe girişmek

Örnek:

1. Hepsi bit, sirke içinde; sıvandım, hepsini temizledim.

1. Hepsi bit, sirke içinde; sıvandım, hepsini temizledim.

2. Sıvama (II) işi yapılmak

Örnek:

1. Sıvanmış, pembe kolunda bir kumral ben vardı.

1. Sıvanmış, pembe kolunda bir kumral ben vardı.

3. İştahla yemek

Örnek:

1. Masa komşularını yan yan baktıracak bir rağbetle gelen balığa sıvandı.

1. Masa komşularını yan yan baktıracak bir rağbetle gelen balığa sıvandı.


sıvanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıvama (I) işi yapılmak

Örnek:

1. Harç duvara sıvandı. Çocuğun elleri mürekkeple sıvandı.

1. Harç duvara sıvandı. Çocuğun elleri mürekkeple sıvandı.


Sivas
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : si'vas

Sivaslı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sivas ilinden olan kimse


Özel: Evet

Sivaslı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uşak iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Sivaslılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sivaslı olma durumu


Özel: Evet

sıvaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvaşmak durumu


sıvaşmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Bulaşmak, üstüne sürülmek

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıvık veya sıvışık bir duruma gelmek


sıvaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvaştırmak işi


sıvaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bulaştırmak, üstüne sürmek

2. Sıvık veya sıvışık duruma getirmek


sıvatış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvatma işi


sıvatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvatmak işi


sıvatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Sıvama işini yaptırmak


sıvayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvama işi


sıvazlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvazlamak işi


sıvazlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin üstünde yavaş yavaş, hafifçe el gezdirmek

Örnek:

1. Kaşlarından süzülen yağmur damlalarını eliyle sıvazlayarak onlara baktı.

1. Kaşlarından süzülen yağmur damlalarını eliyle sıvazlayarak onlara baktı.

2. Okşamak

Örnek:

1. Titreye titreye birkaç kere başımı, sırtımı sıvazladı.

1. Titreye titreye birkaç kere başımı, sırtımı sıvazladı.


sıvazlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvazlanmak işi


sıvazlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sıvazlama işi yapılmak

Örnek:

1. Onun hizmetinde çalışmış olanlar, bahtın eliyle alınları sıvazlanmış fânilerdir.

1. Onun hizmetinde çalışmış olanlar, bahtın eliyle alınları sıvazlanmış fânilerdir.


sıvazlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvazlatmak işi


sıvazlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıvazlama işini yaptırmak


sıvazlayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvazlama işi


şive
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , isim , isim , dil bilimi , dil bilimi , Söyleyiş özelliği

Örnek:

1. Bunu Arapça değil, peltek bir Kafkas şivesiyle, Türkçe söyledi.

1. Bunu Arapça değil, peltek bir Kafkas şivesiyle, Türkçe söyledi.

2. Tarz, tavır, üslup

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Naz, eda


Lisan : Farsça şīve

Telaffuz : şi:ve

şivekâr
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , İşveli


Lisan : Farsça şīvekār

Telaffuz : şi:vekâr