Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
siliş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silme işi


silisçil
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Silisli yerde yetişen (bitki)


silisik asit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Silikatların asitlerle birleşmesiyle elde edilen zayıf bir asit


Lisan : Fransızca acide silicique

silisiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İffetsiz


silisizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İffetsizlik


silisli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapısında veya birleşiminde silis bulunan


silisseven
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Silisli toprakları seven (bitki)


Telaffuz : sili'sseven

silisyum
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom sayısı 14, atom ağırlığı 28,09, yoğunluğu 2,34 olan, 1420 °C'de eriyen, endüstride geniş ölçüde kullanılan ve doğada oksijenden sonra en bol bulunan element (simgesi Si)


Lisan : Fransızca silicium

Telaffuz : sili'syum

siliverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silivermek işi


silivermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak silmek


Telaffuz : sili'vermek

Silivri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstanbul iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : sili'vri

silkeleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkelemek işi


silkelemek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Üstündeki şeyleri düşürmek, kaydırmak için bir şeyi üst üste, birden silkmek

Örnek:

1. Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu.

1. Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu.

2. Kuvvetle sarsmak

Örnek:

1. Birini yakasından tutup silkelemek.

1. Birini yakasından tutup silkelemek.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dövmek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sarsmak, etkilemek

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yük olan, yük sayılan birinin geçim ve sorumluluğunu üstünden atmak

Örnek:

1. Seni ben değil amma bu çeneyle galiba damadın sokağa silkeleyecek.

1. Seni ben değil amma bu çeneyle galiba damadın sokağa silkeleyecek.


silkelenebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkelenebilmek işi


silkelenebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Silkelenme ihtimali veya imkânı bulunmak


silkeleniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkelenme işi


silkelenme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkelenmek işi

Örnek:

1. Tıp tahsilinde en büyük silkelenme ilk yılın sonunda olurdu.

1. Tıp tahsilinde en büyük silkelenme ilk yılın sonunda olurdu.


silkelenmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Silkeleme işine konu olmak

2. Ani bir hareket yaparak vücudu sarsılmak, silkinmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Elenmek


silkeleyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkeleyebilmek işi


silkeleyebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Silkeleme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Silkelemeye gücü yetmek


silkeleyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkeleme işi


silki
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uykuda sıçrama


silkilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkilmek işi


silkilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Silkme işi yapılmak


silkindirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silkindirmek işi