Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
silah çatmak
Anlamı:

1. askerlik , askerlik , askerlik , askerlik , silahları uç uca çapraz bir biçimde dayayarak durdurmak


silah çekmek
Anlamı:

1. silahla vurmaya davranmak

2. silahla vurmak


Ön Takı : (birine)

silah patlamak
Anlamı:

1. silah ateş almak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , savaş başlamak


silah silaha girmek
Anlamı:

1. karşılıklı olarak ateş etmek

Örnek:

1. Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler.

1. Üç serseri birbirleriyle silah silaha girmişler.


silaha davranmak
Anlamı:

1. kullanmak için silahına el atmak


silaha sarılmak
Anlamı:

1. silahtan güç almak

Örnek:

1. Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır.

1. Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır.


silahaltı
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Askerlik görevi


Telaffuz : sila'haltı

silahaltına almak
Anlamı:

1. askerlik görevine başlatmak


silahaltında bulunmak
Anlamı:

1. askerlik görevini yapmak

Örnek:

1. Silahaltında bulunan er ve erbaşlarla askerî öğrenciler ... oy kullanamazlar.

1. Silahaltında bulunan er ve erbaşlarla askerî öğrenciler ... oy kullanamazlar.


silahçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silah yapan veya satan kimse


silahçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silahçı olma durumu


silahendaz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gereğinde karaya çıkarılan, özellikle tüfeklerle donatılmış deniz eri


Lisan : Arapça silāḥ + Farsça -endāz

Telaffuz : silahenda:zı, l ince okunur

silahhane
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silahların saklandığı, korunduğu yer


Lisan : Arapça silāḥ + Farsça ḫāne

Telaffuz : silahha:ne, l ince okunur

silahlama fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Silahlamak işi


silahlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Silahlandırmak


silahlandırılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silahlandırılmak işi


silahlandırılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Silahlandırma işine konu olmak


silahlandırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silahlandırmak işi


silahlandırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Silahlı duruma getirmek


silahlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silahlanmak işi

2. Silahını veya silahlı kuvvetlerini çoğaltma ve güçlendirme


silahlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Silahlı duruma gelmek

Örnek:

1. Dedemler silahlanıp dağlarda eşkıya avına çıkmışlar domuz avına çıkar gibi.

1. Dedemler silahlanıp dağlarda eşkıya avına çıkmışlar domuz avına çıkar gibi.


silahlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Silahı olan


silahlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kışlada erlerin silahlarını yerleştirip bıraktıkları yer

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Tabanca, bıçak vb. silahları yerleştirmek için kullanılmış olan, kat kat, enli, meşin kemer


silahlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Silahlı olma durumu


silahsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Silahı olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Silahı olmadan

Örnek:

1. Silahsız kaldık, köylüler bize dipçik, üvendire, nacak yetiştirdi.

1. Silahsız kaldık, köylüler bize dipçik, üvendire, nacak yetiştirdi.