Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sıçanotu
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Arsenik


Telaffuz : sıça'notu

sicil

İlgili Kelimeler:

adli sicil, tapu sicili, ticaret sicili

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Resmî belgelerin kaydedildiği kütük

2. Görevlilerin meslek yaşamlarındaki çalışma durumları

Örnek:

1. Askerlerin isimleri ve sicilleri bir defterde itinayla muhafaza ediliyordu.

1. Askerlerin isimleri ve sicilleri bir defterde itinayla muhafaza ediliyordu.

3. Görevlilerin meslek yaşamlarındaki çalışma durumlarının işlendiği dosya

Örnek:

1. Sicil ve bürokrasi baskı ve sıkısına pek gelemezdi.

1. Sicil ve bürokrasi baskı ve sıkısına pek gelemezdi.


Lisan : Arapça sicil

sicil vermek
Anlamı:

1. sorumlu bir görevli, yanında çalışan birinin bir aşamaya gelmesinde yeterli olup olmadığını gereken makama bildirmek


siciline işlemek
Anlamı:

1. bir çalışanın olumlu veya olumsuz davranışlarını siciline kaydetmek


sicilli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sicile geçmiş, sicili defterine işlenmiş, müseccel

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Suçu sicile geçmiş, sabıkalı, müseccel


Sicilyalı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sicilya halkından olan kimse


Özel: Evet

sicim

İlgili Kelimeler:

İngiliz sicimi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Keten, kenevir vb. bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, kınnap


sicim gibi
Anlamı:

1. damlaları ince bir sıra oluşturacak biçimde birbiri ardınca akan (yağmur, gözyaşı)

Örnek:

1. Gözlerinden sicim gibi yaş inerek hepsini bir kömür sandığına doldurdu.

1. Gözlerinden sicim gibi yaş inerek hepsini bir kömür sandığına doldurdu.


sıçıp sıvamak
Anlamı:

1. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , öfkelenip kaba küfürlerle dolu sözler söylemek


sıçırgan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sürgüne tutulup her yanı pisleten

Örnek:

1. Sıçırgan bir kedi.

1. Sıçırgan bir kedi.


sıçırganlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıçırgan olma durumu


sıçma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıçmak işi


sıçmak fiil

İlgili Kelimeler:

mıhsıçtı

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , kaba konuşmada , kaba konuşmada , nesnesiz , nesnesiz , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Dışkıyı vücuttan dışarı atmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bozmak, berbat etmek


sıçrama

İlgili Kelimeler:

sıçrama tahtası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıçramak işi

2. spor , spor , spor , spor , Ayaklarla, birdenbire yeri teperek kısa süre havaya yükselme


sıçrama tahtası
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Araçtan atlamalarda, üzerine hızla basarak yükselme hızı kazanılan yaylı veya esnek tahtadan eğik yüzeyli araç

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Daha iyi bir duruma yükselmek için kendisinden yararlanılan kişi, olay veya durum


sıçramak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Ayaklarla, birdenbire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya veya ileriye atılmak

Örnek:

1. Çocuk taştan taşa sıçrayarak gitti.

1. Çocuk taştan taşa sıçrayarak gitti.

2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir uyarı veya heyecan sebebiyle ürkerek birdenbire olduğu yerde doğrulur gibi sarsılmak

Örnek:

1. Uyumuş olacak ki yataktan sıçrayarak uyandı.

1. Uyumuş olacak ki yataktan sıçrayarak uyandı.

3. Yerinden koparak hızla, parçalar durumunda savrulmak

Örnek:

1. Tarlalardan kalkan çamur parçaları etrafa, bazen de üstüme sıçrıyordu.

1. Tarlalardan kalkan çamur parçaları etrafa, bazen de üstüme sıçrıyordu.

4. Yayılmak, bir yerden başka bir yere geçmek

Örnek:

1. Hatta az önce Birgi'ye de sıçramıştı satışlar.

1. Hatta az önce Birgi'ye de sıçramıştı satışlar.


sıçratabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıçratabilmek işi


sıçratabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Sıçratma ihtimali veya imkânı bulunmak


sıçratma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıçratmak işi


sıçratmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Sıçrama işini yaptırmak


sıçrayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıçrayabilmek işi


sıçrayabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , -e , -e , nesnesiz , nesnesiz , Sıçrama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Sıçrama becerisi bulunmak


sıçrayıcı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , sıfat , sıfat , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Sıçrama özelliği olan


sıçrayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıçrama işi

Örnek:

1. Bir sıçrayışta eyerin üzerine oturuverdi.

1. Bir sıçrayışta eyerin üzerine oturuverdi.


sıçtı Cafer, bez getir
Anlamı:

1. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , birinin berbat bir iş gördüğünü anlatan bir söz