Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sevimsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hoşa gitmeyen, antipatik

Örnek:

1. Sevimsiz bir yüz.

1. Sevimsiz bir yüz.

2. Hoşnutsuzluk, memnuniyetsizlik yaratan

Örnek:

1. Bunu sormak sevimsiz gelmişti bana.

1. Bunu sormak sevimsiz gelmişti bana.


sevimsizce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sevimsiz bir biçimde


Telaffuz : sevimsi'zce

sevimsizleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevimsizleşmek işi, antipatikleşme


sevimsizleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sevimsiz duruma gelmek, antipatikleşmek


sevimsizleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevimsizleştirmek durumu, antipatikleştirme


sevimsizleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sevimsiz duruma getirmek, antipatikleştirmek


sevimsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevimsiz olma durumu, antipati, antipatiklik

Örnek:

1. Onun sevimsizliğini bunun cana yakınlığı ile telafi etmenin yolunu bulmuşlar.

1. Onun sevimsizliğini bunun cana yakınlığı ile telafi etmenin yolunu bulmuşlar.


sevinç

İlgili Kelimeler:

yaşama sevinci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku, meserret

Örnek:

1. İçim sevinç dolu, annemin yanına gidiyorum, öpüşüyoruz.

1. İçim sevinç dolu, annemin yanına gidiyorum, öpüşüyoruz.


sevinç yaşları (veya gözyaşları) dökmek
Anlamı:

1. sevinçten ağlamak

Örnek:

1. Şu mendilini burnuna tutmuş, sevinç yaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı.

1. Şu mendilini burnuna tutmuş, sevinç yaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı.


sevinci kursağında kalmak
Anlamı:

1. bir engel sebebiyle hayal kırıklığına uğramak


sevincinden ağzı kulaklarına varmak
Anlamı:

1. çok sevinmek


sevinçli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sevinci olan ve sevinç veren, mesrur

Örnek:

1. Bu kederi dağıtmak için ha bire sevinçli türküler söylüyordu.

1. Bu kederi dağıtmak için ha bire sevinçli türküler söylüyordu.


sevinçlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevinçli olma durumu


sevinçsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sevinci olmayan, sevinç vermeyen

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Sevinci olmayan, sevinç vermeyen bir biçimde

Örnek:

1. İsteyip de elde ettiği şeyleri sevinçsiz karşılıyordu artık.

1. İsteyip de elde ettiği şeyleri sevinçsiz karşılıyordu artık.


sevinçsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevinçsiz olma durumu


sevinçten (havalara) uçmak
Anlamı:

1. çok sevinmek


sevindirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevindirebilmek işi


sevindirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sevindirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Sevindirme becerisi bulunmak


sevindirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevindirilmek işi


sevindirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sevindirme işi yapılmak


sevindirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevindirmek işi


sevindirmek fiil

İlgili Kelimeler:

öksüzsevindiren

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sevinmesine yol açmak, sevinmesini sağlamak

Örnek:

1. Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı.

1. Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı.


sevinebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevinebilmek işi


sevinebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Sevinme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Anası, babası, dedesi, teyzesi bundan dört yıl önce böyle şirin bir mahluk aramıza karıştı diye sevinebilirler.

1. Anası, babası, dedesi, teyzesi bundan dört yıl önce böyle şirin bir mahluk aramıza karıştı diye sevinebilirler.


seviniş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sevinme işi