Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
şeşüdü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zarla oynanan oyunlarda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün iki gelmesi


Lisan : Farsça şeş + dū

Telaffuz : şe'şüdü:

şeşüse
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zarla oynanan oyunlarda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün üç gelmesi


Lisan : Farsça şeş + se

Telaffuz : şe'şüse

sesyayar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sesleri radyo dalgaları aracılığıyla yayma aleti


Telaffuz : se'syayar

sesyazar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gramofon


Telaffuz : se'syazar

şeşyek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zarla oynanan oyunlarda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün bir gelmesi


Lisan : Farsça şeş + yek

Telaffuz : şe'şyek

set

İlgili Kelimeler:

uyku seti

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Masa tenisi, voleybol vb. oyunlarda maçın her bir bölümü

2. Takım, grup

Örnek:

1. Tencere seti, kitap seti

1. Tencere seti, kitap seti


Lisan : İngilizce set

set

İlgili Kelimeler:

set üstü ocak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar

2. Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük

Örnek:

1. Köşebaşını dönünce karşımıza merdivenli bir setin üstünde kubbeli bir bina çıktı.

1. Köşebaşını dönünce karşımıza merdivenli bir setin üstünde kubbeli bir bina çıktı.

3. Seki

4. Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü


Lisan : Arapça sedd

şet
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sıkarak bağlama, sıkma

2. müzik , müzik , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde bir makamı kendi perdelerinden daha tiz veya pes perdelerde çalma işi


Lisan : Arapça şedd

set çekmek
Anlamı:

1. suyun akmasını, toprağın kaymasını önlemek için duvar yapmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , bir işi, bir davranışı, bir isteği önlemek, engellemek


set üstü ocak
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alt bölümünde fırın yerine bulaşık veya çamaşır makinesi gibi beyaz eşya bulunan ocak


şetaret
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sevinç, şenlik, neşe

Örnek:

1. Davudi sesi, şetareti, terbiyesi kendisini hem kadınlara hem erkeklere sevdirmişti.

1. Davudi sesi, şetareti, terbiyesi kendisini hem kadınlara hem erkeklere sevdirmişti.


Lisan : Arapça şeṭāret

Telaffuz : şeta:ret

şetaretli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Şetareti olan, neşeli, şen, cıvıl cıvıl

Örnek:

1. Bu hava içinde her şey parlak bir varlık göstermeye başlar, suni ve şetaretli bir âlemin zevki ortalığı kaplardı.

1. Bu hava içinde her şey parlak bir varlık göstermeye başlar, suni ve şetaretli bir âlemin zevki ortalığı kaplardı.


seter
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Uzun tüylü İngiliz köpeği


Lisan : İngilizce setter

setik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İnce bulgur


şetim
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sövme, sövgü


Lisan : Arapça şetm

setir

İlgili Kelimeler:

setretmek, setriavret

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bir şeyi örtme, gizleme


Lisan : Arapça setr

şetlant
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Shetland Adaları'nda yetişen koyun türünün yününden yapılan kumaş, örgü vb


Lisan : İngilizce shetland

setliç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç sürdürücü bir maden suyu

2. Karbonat katılarak köpürtülmüş limonata


Lisan : Almanca Sedlitz

setre
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Düz yakalı, önü ilikli bir ceket türü

Örnek:

1. Müdür Bey, senelerden beri giymediği sırmalı setresini, kılıcını sandıktan çıkardı.

1. Müdür Bey, senelerden beri giymediği sırmalı setresini, kılıcını sandıktan çıkardı.


Lisan : Arapça setre

setretme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Setretmek işi


setretmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , eskimiş , eskimiş , -i , -i , eskimiş , eskimiş , Bir şeyi örtmek, gizlemek


Lisan : Arapça setr + Türkçe etmek

Telaffuz : se'tretmek

setriavret
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , İslam dinine göre görünmesi sakıncalı olan yerleri örtme


Lisan : Arapça setr + ʿavret

Telaffuz : se'triavret

şev
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , İnişli yer, bayır

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eğik, meyilli


Lisan : Farsça şīb

sevaba girmek
Anlamı:

1. sevap kazanmak


sevabına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Maddi karşılık beklemeden sadece sevap kazanmak üzere


Telaffuz : seva:bına