Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sapotgiller
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çeneklilerden, örnek bitkisi sapot ağacı olan, sıcak ülkelerde, genellikle Orta Amerika'da yetişen, bazı cinslerinden gütaperka çıkarılan bir bitki familyası


şappadak
Anlamı:

1. zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , zarf , zarf , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Ansızın

2. Ani bir `şapırtı` sesi çıkararak

Örnek:

1. Sonra şappadak alnımdan öpersin.

1. Sonra şappadak alnımdan öpersin.


Telaffuz : şa'ppadak

saprofit
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Çürükçül


Lisan : Fransızca saprophyte

şapşal

İlgili Kelimeler:

şapşal yaka

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Aptalca davranışlarda bulunan, alık (kimse)

Örnek:

1. Şapşal adam bu teklife de inandı.

1. Şapşal adam bu teklife de inandı.

2. Üstüne başına önem vermeyen, özen göstermeyen

3. Bol, dökük ve biçimsiz (giyecek)

Örnek:

1. Güneşli havada sırtında soluk, şapşal bir empermeabl, ayaklarında cilası kaçmış geniş galoşlar...

1. Güneşli havada sırtında soluk, şapşal bir empermeabl, ayaklarında cilası kaçmış geniş galoşlar...


şapşal yaka
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dökümlü ve geniş yaka


şapşalak
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Özensiz, düzensiz (kimse)


şapşalca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Şapşala yakışır bir biçimde


Telaffuz : şapşa'lca

şapşallaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şapşallaşmak durumu


şapşallaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Şapşal duruma gelmek

Örnek:

1. Kral ise büsbütün şapşallaştı, ne yapacağını bilemedi.

1. Kral ise büsbütün şapşallaştı, ne yapacağını bilemedi.


şapşallık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şapşal olma durumu

2. Şapşalca davranış


sapsarı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Her yanı sarı, çok sarı

Örnek:

1. Mevki hırsından zangır zangır titreyen, sapsarı bir yüzle gezen adam.

1. Mevki hırsından zangır zangır titreyen, sapsarı bir yüzle gezen adam.


Telaffuz : sa'psarı

sapsarı kesilmek (veya olmak)
Anlamı:

1. çok sararmak

Örnek:

1. Heyecandan dudakları titriyordu ve benzi sapsarı kesilmişti.

1. Heyecandan dudakları titriyordu ve benzi sapsarı kesilmişti.


sapsız

İlgili Kelimeler:

sapsız balta, ipsiz sapsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sapı olmayan


sapsız balta
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Koruyucusu, dayanağı olmayan kimse


saptama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saptamak işi, tespit

Örnek:

1. Bazı açıklamalar ve saptamaları şimdi yapmanın zorunlu olduğu anlaşılıyor.

1. Bazı açıklamalar ve saptamaları şimdi yapmanın zorunlu olduğu anlaşılıyor.

2. sinema , sinema , sinema , sinema , Gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi


saptamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyi belirgin kılmak, tespit etmek

Örnek:

1. Erotik değil ama toplumu pornografiye sürükleyen koşulları saptıyor.

1. Erotik değil ama toplumu pornografiye sürükleyen koşulları saptıyor.

2. Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirmek, oynamaz duruma getirmek, tespit etmek


saptanabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saptanabilmek işi


saptanabilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Saptanma ihtimali veya imkânı bulunmak


saptanım
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saptanma işi


saptanımcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saptanımcılık yanlısı kimse


saptanımcılık
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Hayvan türlerinin değişmeyip hep aynı durumda kaldığını ileri süren öğreti, türlerin saptanımı öğretisi


saptanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saptanma işi


saptanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saptanmak işi


saptanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Saptama işi yapılmak, tespit edilmek


saptayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saptayabilmek işi