Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
saplanıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aniden saplanmak

Örnek:

1. Nereden geldiği belli olmayan oklar havada ıslık çalıp meraklı komşuların kapılarına saplanıverdi.

1. Nereden geldiği belli olmayan oklar havada ıslık çalıp meraklı komşuların kapılarına saplanıverdi.


Telaffuz : saplanı'vermek

saplanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saplanmak işi


saplanmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Hızla batmak

Örnek:

1. Mahfeye o kadar ok saplanmıştı ki gören onu kocaman bir kirpi sanabilirdi.

1. Mahfeye o kadar ok saplanmıştı ki gören onu kocaman bir kirpi sanabilirdi.

2. Batma sonucu hareket edemez olmak, batıp kalmak

Örnek:

1. Dönüşte Zeytinburnu açıklarında kara saplandık.

1. Dönüşte Zeytinburnu açıklarında kara saplandık.


saplantı
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabit, idefiks

Örnek:

1. Yıllardan beri böyleyim işte. Bir saplantıya mı uğradım?

1. Yıllardan beri böyleyim işte. Bir saplantıya mı uğradım?


saplantılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saplantısı olan, sabit fikirli


saplantılılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saplantılı olma durumu


saplantısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Saplantısı olmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Saplantısı olmadan


saplantısızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saplantısız olma durumu


saplatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saplatmak işi


şaplatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şaplatmak işi


saplatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Saplama işini yaptırmak


şaplatmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , `Şap` diye ses çıkartmak

Örnek:

1. Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı.

1. Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı.

2. Sesli şamar vurmak

Örnek:

1. Beyin bileğini yakalar, sonra da suratına tokadı şaplatır.

1. Beyin bileğini yakalar, sonra da suratına tokadı şaplatır.


saplayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saplayabilmek işi


saplayabilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Saplama ihtimali veya imkânı bulunmak


saplayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saplama işi


saplayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saplayıvermek işi


saplayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak saplamak

Örnek:

1. Harem ağalarını da yanlarına alıp kanlı hançeri kadıncağızın ak göğsüne saplayıvermişler.

1. Harem ağalarını da yanlarına alıp kanlı hançeri kadıncağızın ak göğsüne saplayıvermişler.


Telaffuz : saplayı'vermek

saplı

İlgili Kelimeler:

saplı meşe, kök saplı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sapı olan

Örnek:

1. İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler.

1. İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler.

2. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Büyük kepçe

3. zarf , zarf , zarf , zarf , Saplanmış olarak

Örnek:

1. Bıçak karpuza saplı duruyor.

1. Bıçak karpuza saplı duruyor.


şaplı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde şap bulunan


saplı meşe
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yurdumuzda yetişen bir tür meşe (Quercus robur)


sapma

İlgili Kelimeler:

sapma göstergesi, sapma koşulu, açısal sapma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sapmak işi

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Serbest bir mıknatıslı iğnenin denge konumundayken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı

3. fizik , fizik , fizik , fizik , Bir ışının saydam bir biçmeden geçtikten sonra giriş doğrultusu arasında oluşturduğu açı

4. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Bazı kelimelerin kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu: Ben-ge > bene yerine bana, sen-ge > sene yerine sana olması gibi


sapma göstergesi
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin rota çizgisinden hangi yönde ve ne kadar saptığını gösteren araç


sapma koşulu
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin önceden belirlenmiş limanlardan başka limanlara uğramasına verilen izin


sapmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Yön değiştirmek

Örnek:

1. Evvela kuşların bulunduğu tarafa saptım.

1. Evvela kuşların bulunduğu tarafa saptım.

2. -den , -den , -den , -den , Önceden belirlenmiş, tespit edilmiş görüş, düşünüş, amaç veya davranıştan ayrılmak

Örnek:

1. Amacından saptı.

1. Amacından saptı.

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Doğruluktan ayrılmak


sapot ağacı
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sapotgillerin örnek bitkisi olan, lezzetli meyvesi ve sakız yapımında kullanılan sütlü salgısı için sıcak ülkelerde yetiştirilen bir ağaç (Achras sapota)