Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
sanıklık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sanık olma durumu


sanılma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sanılmak işi, zannedilme, zannolunma


sanılmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Düşünülmek, olabileceğine inanılmak, zannedilmek, zannolunmak

Örnek:

1. Oraya çıktıktan sonra saatlerce oynadığımız sanılmasın.

1. Oraya çıktıktan sonra saatlerce oynadığımız sanılmasın.


şanına yakışmak
Anlamı:

1. şanından olmak


şanına yedirememek
Anlamı:

1. yenilgiyi kabul edememek

Örnek:

1. Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi.

1. Onların karşısında ilk elde çekilmeyi şanına yediremedi.


şanından olmak
Anlamı:

1. bir şey onun büyüklüğüne, karakterine uygun olmak, yaraşmak


sanış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sanma işi, zannediş


sanısına kapılmak
Anlamı:

1. sanmak, zannetmek


sanitasyon
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Sağlıklama


Lisan : Fransızca sanitation

sanıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sanıvermek işi


sanıvermek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sanmak


Telaffuz : sanı'vermek

saniye

İlgili Kelimeler:

saniyesi saniyesine

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir dakikanın altmışta biri olan zaman birimi

Örnek:

1. Bir iki saniye tereddütle gözlerinin içine baktım, dudaklarımı büktüm.

1. Bir iki saniye tereddütle gözlerinin içine baktım, dudaklarımı büktüm.

2. Bir derecenin üç bin altı yüzde biri

3. Fizik ve mekanikte zaman birimi


Lisan : Arapça s̱āniye

Telaffuz : sa:niye

saniyelik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok kısa süren

Örnek:

1. Saniyelik iş.

1. Saniyelik iş.

2. Belli bir saniye süresince yapılan veya olan

Örnek:

1. Bir saniyelik üzüntü beş saatlik yorgunluk kadar insanı sersemletiyor.

1. Bir saniyelik üzüntü beş saatlik yorgunluk kadar insanı sersemletiyor.


saniyesi saniyesine
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Tam vaktinde


sanki
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Farz edelim ki, güya

Örnek:

1. Sanki toprak altına diri diri gömülen benim.

1. Sanki toprak altına diri diri gömülen benim.

2. Soru cümlelerinde belirtilen konuya ilgiyi çekmek veya uyarıda bulunmak için kullanılan bir söz

Örnek:

1. Ne olur sanki, sen de gelsen?

1. Ne olur sanki, sen de gelsen?

3. Sözüm ona, sözde

Örnek:

1. O cana yakın, o çocuk yüzüyle dört yanına bakınca, sanki bütün varlık masumlukla aydınlanırdı.

1. O cana yakın, o çocuk yüzüyle dört yanına bakınca, sanki bütün varlık masumlukla aydınlanırdı.


Lisan : Türkçe san + Farsça ki

Telaffuz : sa'nki

sanlı

İlgili Kelimeler:

adlı sanlı, ana sanlı, baba sanlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sanı olan, ünlü


şanlı

İlgili Kelimeler:

şanlı şöhretli, anlı şanlı, namlı şanlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Tanınmış, ünlü

Örnek:

1. O gün bu şanlı fırka kumandanını görebilmek hepimiz için bir emeldi.

1. O gün bu şanlı fırka kumandanını görebilmek hepimiz için bir emeldi.

2. Yüce, ulu, büyük

Örnek:

1. Milletimin büyük ve şanlı mazisi hatıramda uyanıyordu.

1. Milletimin büyük ve şanlı mazisi hatıramda uyanıyordu.


şanlı şöhretli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Görkemli, etkileyici

2. Çok ünlü


şanlılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şanlı olma durumu


Şanlıurfa
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : şanlı'urfa

Şanlıurfalı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şanlıurfa ilinden olan kimse


Özel: Evet

Şanlıurfalılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Şanlıurfalı olma durumu


Özel: Evet

sanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sanmak işi, zannetme, zanneyleme


sanmak fiil

İlgili Kelimeler:

varsanı

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak, zannetmek, zanneylemek

Örnek:

1. Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı.

1. Babam, hiç hoşnut olmadığımı, beni yine sevindiremediğini sandı.

2. Gibi gelmek, farz etmek

Örnek:

1. Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı.

1. Bu hareketimi tamamıyla histen gelen bir şey sandı.

3. Bir şey veya kimsenin ... olduğunu düşünmek

Örnek:

1. Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı.

1. Doktor Sevim, hastayı ilk gördüğü an kendinde değil sanmıştı.


şano
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tiyatro sahnesi

Örnek:

1. Bir sevdiğim, şanoda şarkı söyler / Biri yanı başımda / İçer içer, ötekini kıskanır

1. Bir sevdiğim, şanoda şarkı söyler / Biri yanı başımda / İçer içer, ötekini kıskanır


Lisan : İtalyanca scena

Telaffuz : şa'no