92406 kayıt bulundu.
ikili averaj
1. isim , isim , isim , isim , Ortalama
2. spor , spor , spor , spor , Sayı farkı
Lisan : Fransızca average
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Ödenmesi gereken poliçelere yazılan ve `görüldüğünde` anlamına gelen bir terim
Lisan : İtalyanca a vista
Telaffuz : avi'sto
avize ağacı
1. isim , isim , isim , isim , Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı
1. O günlerde avize filan gibi şeyleri görmek değil duymamıştık bile.
1. O günlerde avize filan gibi şeyleri görmek değil duymamıştık bile.
Lisan : Farsça āvīze
Telaffuz : avi:ze
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Zambakgillerden, Amerika'dan dünyanın her yanına yayılmış olan, avize biçiminde sarkık, iri ve beyaz çiçekli bir süs ağacı (Yucca glosiosa)
1. isim , isim , isim , isim , Avlamak işi
1. Ne olacak, aklı sıra adamcağızı avlamaya çıkmış.
1. Ne olacak, aklı sıra adamcağızı avlamaya çıkmış.
2. spor , spor , spor , spor , Voleybolda karşı oyuncuların boş bıraktığı ve yetişemeyeceği yere topu yavaşça indirip sayı kazanma
1. -i , -i , -i , -i , Bir avı diri veya ölü olarak ele geçirmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Tuzağa düşürmek, kurnazlıkla kandırmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Avlanma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Avlanma becerisi bulunmak
avlanma dönemi, avlanma mevsimi, avlanma sezonu
1. isim , isim , isim , isim , Avlanmak işi
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Avlama işine konu olmak
2. Ava gitmek, ava çıkmak, av için dolaşmak
1. Babam o yaz sonunda avlanmak için Çardak'a gitti.
1. Babam o yaz sonunda avlanmak için Çardak'a gitti.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Avlanma işini yaptırmak
1. Valinin bunları avlatıp yemesi oralılara çirkin, biraz da iğrenç görünürdü.
1. Valinin bunları avlatıp yemesi oralılara çirkin, biraz da iğrenç görünürdü.
1. -i , -i , -i , -i , Avlama ihtimali veya imkânı bulunmak
1. Körfezde gözcülük vazifesini yapan bir düşman gemisi hareketimizi sezse, bizi pek güzel avlayabilir.
1. Körfezde gözcülük vazifesini yapan bir düşman gemisi hareketimizi sezse, bizi pek güzel avlayabilir.
2. Avlama becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Bir yapının veya yapı grubunun ortasında kalan üstü açık, duvarla çevrili alan, hayat (II), hanay, sahn
1. Yüksek, sur gibi kalın duvarın ardındaki küçük avluya kunt demir kapıdan girilirdi.
1. Yüksek, sur gibi kalın duvarın ardındaki küçük avluya kunt demir kapıdan girilirdi.
Lisan : Rumca
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Amerikan armudu (Persea americana)
Lisan : İspanyolca avocado
Telaffuz : avoka'do
1. `her şey, durumuna uygun yöntemlerle saklanır` anlamında kullanılan bir söz