avantadan

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bedavadan, beleşten

Telaffuz : ava'ntadan

avantaj

İlgili Kelimeler:

saha avantajı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üstünlük

2. Kazanım

3. Yarar

4. spor , spor , spor , spor , Teniste eşitliğin bozulması için alınan ilk puan

Lisan : Fransızca avantage

avantajlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararlı

avantajlılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avantajlı olma durumu

avantajsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yararsız

avantajsızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avantajsız olma durumu

avantalı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde emeksiz kazanç bulunan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Avanta alarak

avantasız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde emeksiz kazanç bulunmayan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Avanta almadan

avantasızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avantasız olma durumu

avantür

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Macera

Lisan : Fransızca aventure

avantüriye

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Serüvene atılan, maceracı (erkek)

Lisan : Fransızca aventurier

avantüriyer

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Serüvene atılan, maceracı (kadın)

Örnek:

1. Nora isminde Müslüman bir İngiliz kızı, bir avantüriyer.

1. Nora isminde Müslüman bir İngiliz kızı, bir avantüriyer.

Lisan : Fransızca aventurière

Avar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kuzeydoğu Kafkasya'da, Dağıstan Federe Cumhuriyeti'nde yaşayan bir halk

Özel: Evet

Avar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , III-V. yüzyıllar arasında Moğolistan'da, VI-IX. yüzyıllar arasında Orta Avrupa'da yaşamış bir halk

Özel: Evet

avara

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Üzerinde döndüğü ve kendisini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan mekanizma

2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Kıyıya dayanılarak sandalın açılması için kürekçilere verilen komut

3. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Bir geminin başka bir gemiden veya kıyıdan açılması

Lisan : İtalyanca avara

Telaffuz : ava'ra

avara etmek

Anlamı:

1. gemi yanaştığı kıyıdan veya başka bir gemiden uzaklaşmak

avaraya almak

Anlamı:

1. o bölümün çalışmasını durdurmak

Ön Takı : (makinenin bir bölümünü)

Avarca

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avarların kullandığı dil

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan

Özel: Evet

avare

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İşsiz, işsiz güçsüz, başıboş, aylak

Örnek:

1. Daha ne kadar sürdürebilecekti bu avare yaşamını?

1. Daha ne kadar sürdürebilecekti bu avare yaşamını?

Lisan : Farsça āvāre

Telaffuz : a:va:re

avare dolaşmak

Anlamı:

1. işsiz güçsüz, başıboş, aylak dolaşmak

avare etmek

Anlamı:

1. bir kimseyi işinden alıkoymak

avare olmak

Anlamı:

1. işsiz güçsüz dolaşmak

Örnek:

1. Aşkıyla avare olduğum komşu güzeli.

1. Aşkıyla avare olduğum komşu güzeli.

avareleşme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avareleşmek durumu

avareleşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Aylaklık etmek

avareleştirme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Avareleştirmek işi